6327 Sayılı Kanun’la Bireysel Emeklilik Sisteminde Yapılan Değişiklikler

1. Giriş

Ekonomilerin büyümesi ve gelecek hedeflerine ulaşabilmesi için tasarrufları artırması ve bu tasarrufları ekonomiye dahil ederek yatırıma dönüştürmesi zorunludur. Bireylerin tasarruf yaparak bunları ekonomiye dahil etmeleri de elbette hem bireye hem de topluma ciddi getiriler sağlayacaktır. Nitekim yurt içinde yapılan tasarruflar yatırımları, yatırımlar da büyümeyi finanse eder.

Ülkemizdeki yurtiçi tasarrufların yetersiz oluşu, yatırımların yabancı kaynaklarla finanse edilmesine neden olup Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunlarından olan dış ticaret açığını her geçen gün artırmaktadır. [1] Özellikle son dönemlerde teşvik, indirim, muafiyet ve istisna gibi düzenlemelerle bu amaca yönelik önemli adımlar atıldığı görülmektedir.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin en önemli hedefi Kanun’un gerekçesinde daha etkin bir teşvik sistemi ve daha çok kişinin sistemden yararlanabilmesini sağlamak olarak ifade edilmiştir. Eski uygulamada, bireysel emeklilik sisteminde yer alan katılımcılara sağlanan en temel teşvik, ödenen katkı paylarının belli şartlarda vergi matrahından indirim konusu yapılabilmesi iken, yeni sistemdeki en önemli teşvik unsuru ise Devlet katkısı olarak adlandırılan yeni uygulamadır.

Bu yazımızın konusunu, bireysel emeklilik sisteminde yeni bir milat olarak görülen 6327 sayılı “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile getirilen değişiklikler oluşturmaktadır. Bu kapsamda yeni uygulama ile eski düzenlemeler karşılaştırılarak, değişiklikler örneklerle somutlaştırılmıştır. Aynı zamanda yeni düzenlemenin avantajları ve dezavantajları örneklerle açıklanmaya, düzenlemenin diğer vergi kanunlarına etkileri ele alınmaya çalışılmıştır.

Bes02

2. Uzun Vadeli Tasarruf Aracı: Bireysel Emeklilik Sistemi

Genel olarak bakıldığında, uzun vadeli tasarruf aracı olarak değerlendirilebilecek Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), yapılan düzenleme ile cazip hale getirilerek kişilerin tasarruf etmeleri hedeflenmektedir. Bunun nedeni; bireylerin tasarruf yaparak emeklilik dönemlerinde refah kaybına uğramalarını önlemek ve yatırımları yurt içi tasarruflarla finanse ederek büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek olarak düşünülebilir.

Yazımızın giriş kısmında da belirtildiği üzere sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması için yurtiçi tasarrufların önemi göz ardı edilemez. Tasarruf ihtiyacını karşılamak için atılan önemli adımlardan biri 07.04.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4632 sayılı “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu”ndaki düzenlemelerdir. Elbette zaman içerisinde görülen eksiklikler mevcut düzenlemeleri köklü bir biçimde değiştirebilmektedir. Bu bağlamda etkinliğinin yetersiz olduğu düşünülen eski sistem, 13.06.2012 tarihinde kabul edilip, 29.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6327 sayılı “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile değiştirilmiştir. Eski Kanun’un etkin şekilde çalışmaması (hedeflenen tasarrufların gerçekleşmemesi) ve teşvik olarak nitelendirilen uygulamanın daha geniş kitlelere hitap edebilmesi için değişikliğe ihtiyaç duyulduğu Kanun’un gerekçesinde açıkça ifade edilmiştir. Köklü değişiklikleri içerisinde barındıran 6327 sayılı Kanun ile ödenen BES katkı paylarının belli sınırlar dahilinde vergi matrahından indirilmesi uygulaması kaldırılmış bunun yerine “Devlet katkısı” uygulamasına geçilmiştir. Uygulamanın yürürlüğe giriş tarihi ise 01.01.2013 olarak belirlenmiştir.

3. Devlet Katkısının Hesaplanması

Bes05Kanunda işverenler tarafından ödenenler hariç olmak üzere katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının % 25’ine karşılık gelen Devlet katkısı tutarının, emeklilik şirketleri tarafından iletilen bilgiler çerçevesinde, Emeklilik Gözetim Merkezince (EGM) hesaplanacağı ve bu tutarın Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan ödenekten katılımcıların ilgili hesaplarına aktarılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan bu ödenekten bütçenin diğer kalemlerine hiçbir şekilde aktarma yapılamayacak olup, Devlet katkısı katılımcılar tarafından ödenen diğer katkı paylarından ayrı olarak takip edilecektir. Bu tutarların değerlendirilmesi de Hazine Müsteşarlığının inisiyatifinde olacaktır. Ayrıca Devlet katkısının haczedilmesi, rehnedilmesi ve iflas masasına dahil edilmesi söz konusu değildir.

Devlet katkısının katılımcının ilgili hesabında ayrıca takip edilmesinin nedeni, katılımcı sistemden çıktığında Devlet katkısına hak kazanacağı tutarın basit ve kolay bir şekilde hesaplanacağının öngörülmesindendir. Şöyle ki, Devlet katkısına direkt hak kazanılmamakta, bu hakkı kazanmak için “belli” şartları sağlamak gerekmektedir.

Devlet katkısının hesaplanmasında; sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan katılımcılar adına ödenen ve şirket hesaplarına nakden intikal etmiş olan katkı payı ödemeleri dikkate alınacak olup, kredi kartı ile ödenen katkı paylarının Devlet katkısı hesaplanmasına dahil edilmesi için emeklilik şirketinin hesabına nakden geçmesi esastır.

BES, doğası gereği uzun vadeli bir tasarruf aracıdır. Fakat katılımcılar yatırdıkları katkı paylarını uzun vadenin gelmesini beklemeden toplu şekilde çekebilmektedir. Kanun koyucu bunu caydırmak ve bahsedilen uzun vadeyi daha da uzatmak adına çeşitli düzenlemeler yapmıştır.

4. Devlet Katkısına Hak Kazanmada “Belli şartlar”

Devlet katkısı olarak katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı payları, katılımcıların ödediği katkı paylarının % 25’ine karşılık gelen tutarla sınırlıdır. Ancak Devlet tarafından ödenecek ek katkı paylarının bir üst sınırı da bulunmaktadır. Nitekim Devlet katkısı tutarı yıllık toplam asgari ücretin % 25’i üzerinden hesaplanan tutarı aşamaz. Dolayısıyla asgari ücreti aşan BES katkı payı ödemelerinde Devlet katkısı yine asgari ücretin % 25’i ile sınırlı olacaktır. Azami tutarın hesabında dikkate alınacak yıllık asgari ücretin hesaplanmasında ise yılın ilk ve ikinci altı aylık dönemleri için belirlenen brüt asgari ücret tutarları ayrı ayrı dikkate alınır.[2]

Konuyu bir örnek ile açıklamak gerekirse, 2013 yılında toplam 3.600 TL katkı payı ödeyen biri için Devlet katkısı 900 TL (3.600 TL*% 25) olarak hesaplanacaktır. Ancak 15.000 TL katkı payı ödeyen biri için Devletin ödeyeceği ek katkı payı 15.000 TL’nin % 25’i yerine, 12.000,60 TL’nin (yıllık asgari ücret) % 25’i olan 3.000,15 TL olacaktır.

Diğer bir önemli husus ise Devlet katkısı kişinin ödediği tutarın % 25’i olsa dahi bu tutarın tamamına hak kazanılması için kişinin emekli olması, vefat veya maluliyet dolayısıyla sistemden ayrılması gerekliliğidir. Sistemden emekli olmak için ise en az 10 yıl sistemde bulunmak ve 56 yaşını tamamlamak şarttır.

Yukarıda belirtilen koşulların sağlanmaması halinde ise kişi sistemde kaldığı süreye göre bu tutarın belirli orandaki kısmına hak kazanacaktır. Devlet katkısının hak edilecek kısmının tespitinde dikkate alınacak süreler aşağıdaki gibidir:

–          En az 3 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı ve varsa getirilerinin % 15’ini,

–          En az 6 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı ve varsa getirilerinin % 35’ini,

–          En az 10 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı ve varsa getirilerinin % 60’ını,

almaya hak kazanacaklardır.

Bu şartların dışında ayrılan katılımcıların Devlet katkısına ilişkin hesabındaki varsa hak kazanılmayan birikim tutarı, genel bütçeye gelir olarak kaydedilir ya da katılımcılara yapılacak Devlet katkısı ödemesine mahsup edilebilir.

Aynı zamanda sisteme daha önce katılanlara Devlet katkısına hak kazanmaya esas süresinde dikkate alınmak üzere 01.01.2013 tarihinden itibaren 3 yıl (01.01.2016 tarihine kadar) sistemde kalmak koşuluyla 3 yılın sonunda bir defaya mahsus olmak üzere;

–          Sistemde 3 yıldan fazla 6 yıldan az bulunan katılımcılara 1 yıl,

–          Sistemde 6 yıldan fazla 10 yıldan az bulunan katılımcılara 2 yıl,

–          Sistemde 10 yıldan fazla bulunan katılımcılara 3 yıl,

süre eklenir.

Diğer yandan, EGM tarafından kişilere ait hesaplar, katılımcı bazında incelendiğinden, farklı emeklilik şirketlerinde hesabı olan ve katkı payı ödemesi yapan kişilerin herhangi bir işlem yapmasına gerek bulunmamaktadır. Emeklilik şirketlerinin gönderdiği bilgiler doğrultusunda EGM hesaplamayı yapmakta, kişinin ilgili hesabına Devlet katkısı yatırılmakta ve yukarıda sayılan üst sınırlar bu kişiler için de aynen geçerli olmaktadır. Sözleşme bazında Devlet katkısı, ilgili ayda sözleşme başına ödenen katkı paylarına göre hesaplanır ve toplam Devlet katkısı katılımcının sözleşmelerine paylaştırılır.

Unutmamak gerekir ki, Devlet katkısı bireysel katılımcılar için geçerli olup, işverenler tarafından ödenen katkı paylarını kapsamamaktadır. İşveren tarafından çalışan adına ödenen katkı payları, eski sistemde olduğu gibi ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. Ancak ücretle ilişkilendirilmeksizin gider yazılacak bu katkı paylarının, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması gerekmektedir. Bu tutarı aşan bir ödeme yapılması durumunda ise aşan kısım ücret olarak brütleştirilmek suretiyle bordroya dahil edilecektir. Söz konusu % 15’lik oran 6327 sayılı Kanun öncesinde % 10 olarak uygulanmaktaydı.

5. Düzenlemenin Diğer Vergi Kanunlarına Etkileri

6327 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarda da çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Bazı maddeler tamamen yürürlükten kaldırılırken, bazılarında değişikliğe gidilmiştir.

5.1 Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu

6327 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasına eklenen bentle, bireysel emeklilik hesabına yapılan Devlet katkılarının hak kazanılan kısımları veraset ve intikal vergisinden istisna tutulmuştur. Kamu tarafından katılımcı hesabına ivazsız olarak intikal ettirilen Devlet katkıları veraset ve intikal vergisinin konusuna girmekle birlikte, katılımcıların hesaplarına Devlet katkısı nedeniyle vergi yükümlülüğü doğmaması için veraset söz konusu tutarlar vergiden istisna edilmiştir.

5.2 Gelir Vergisi Kanunu

Gelir Vergisi Kanunu’nun 22. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin % 25’i, Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan diğer sigorta şirketlerinden on yıl süreyle prim ödeyenler ile vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin % 10’u ve tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı gelir vergisinden müstesnadır.” hükmü, 6327 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile “tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı gelir vergisinden müstesnadır” şeklinde değiştirilmiştir. Aşağıda açıklanacağı üzere, yeni düzenlemeyle birlikte GVK’nın 94. maddesi kapsamında tevkifat yapılacaktır.

6327 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile GVK’nın 40. maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi değiştirilmiştir. Ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere yönelik düzenlemede, işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, GVK’nın 63. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde de değişiklikler yapılmıştır. Maddenin yeni halinde de prensip olarak ödenen şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirilmesi uygulamasının devam ettiği görülmektedir. Ancak indirilebilecek tutarın hesaplanması ile ilgili bazı değişiklikler yapılmıştır.

Buna göre ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin % 50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ücret matrahının hesabında indirim olarak dikkate alınabilmektedir. Ancak indirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır.

Önceki düzenlemede ise şahıs sigorta primlerinin matrahtan indirim konusu yapılabilecek azami tutarı, ücretin % 5’i ile sınırlı iken, yeni düzenlemeyle; bu oranın ücretin % 15’i olarak belirlendiği görülmektedir. İndirim konusu tutarın hesaplanmasında yine yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarı göz önünde bulundurulacaktır.

GVK’nın 75. maddesinin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinde değişiklik yapılmış ve bu maddeye yeni fıkra eklenmiştir. Önceki uygulamada tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından sistemden ayrılanlara yapılan ödemelerin tamamı üzerinden kesinti yapılmaktaydı. Yani, yapılan tüm ödemeler menkul sermaye iradı olarak sayılmaktaydı. Bahsi geçen olay katılımcılar tarafından birçok kez dava konusu yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemeyle, katılımcılar tarafından ödenen katkı payı ve Devlet katkısının getirileri menkul sermaye iradı sayılmış, BES’deki düzenlemelerin katılımcılar üzerindeki en büyük caydırıcı unsuru ortadan kaldırılmıştır. Bu hüküm 29.08.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

6327 sayılı Kanun ile GVK’nın 94. maddesinde de değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 94. madde kapsamında 29.08.2012 tarihinden itibaren, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılacaktır. GVK’nın 75. maddesinde yapılan değişiklikle, belirtilen ödemelerin sadece irat kısmı menkul sermaye iradı sayıldığından, 94. madde kapsamında, ana para dahil toplam tutar üzerinden değil, sadece irat kısmı üzerinden stopaj yapılacaktır.

Önceki düzenlemede, yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükellefler tarafından, beyan edilen gelirin % 10’u (şahıs sigorta primleri için % 5’i) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla ödenen şahıs sigorta primleri, matrahtan indirim konusu yapılmaktaydı. Yeni düzenlemede, beyan edilen gelirin % 15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, ödenen şahıs sigorta primleri (hayat sigortalarına ait primlerin % 50’si) matrahtan indirim konusu yapılmaya devam edilecektir.

6. Örnek Olaylar Çerçevesinde Değerlendirme

Bu bölümde uygulama örneklerle somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

Örnek 1:

Bir katılımcı 2013 yılında düzenli olarak aylık 200 TL katkı payı ödediği durumda yıllık 2.400 TL katkı payı ödemesinde bulunacaktır. Bunun % 25’ine isabet eden tutar olan 600 TL (2.400 TL*%25) Devlet katkısı olarak katılımcının ilgili hesabına aktarılacaktır. Yani toplam tasarrufu 3.000 TL olacak, hesabındaki tutar ise 3.000 TL + yatırım gelirlerinden oluşacaktır. Yatırım gelirleri; 2.400 TL’lik tutar için katılımcının belirleyeceği yatırım araçlarındaki getirilerini temsil ederken, 600 TL’lik tutar için Hazine Müsteşarlığı’nın belirleyeceği yatırım araçlarının getirilerini temsil etmektedir.

Örnek 2:

Bir katılımcı yıllık 15.000 TL katkı payı ödemesi yaptığı takdirde 2013 yılının üst limiti olan 3.000,15 TL (12.000,60 TL*%25) kadar Devlet katkısı yapılacaktır. Çünkü her ne kadar 15.000 TL’lik bir katkı payı ödenmiş olsa da Devlet katkısı yıllık asgari ücretin % 25’ini geçememektedir.

Örnek 3:

02.01.2013 tarihinde sisteme giriş yapan kişi 02.05.2018 tarihinde sistemden çıkmak istediğinde Devlet katkısının % 15’ine hak kazanacak ve geri kalan kısım bütçeye gelir olarak kaydedilecektir. Bu kişi aynı zamanda hak kazanılan Devlet katkısına (% 15) isabet eden getirileri de alabilecektir. Bu kişi 2009 yılının başında sisteme giriş yapmış olsaydı 01.01.2016 tarihinde bir defaya mahsus olmak üzere Devlet katkısına hak kazanmaya esas süresine 1 yıl eklenecek ve 8 yıl olacaktı. Sonuç olarak 2016 yılında sistemden ayrıldığı taktirde Devlet katkısı ve getirilerinin % 35’ine hak kazanacaktı.

7. “İhtilaflı” Konunun Çözüme Kavuşturulması

Devlet katkısı yöntemiyle, katılımcının BES’den herhangi bir sebeple ayrılması durumunda yapılan ödemelerin ana paraya isabet eden tutarı üzerinden stopaj yapılması nedeniyle sıkça tartışma konusu olan uygulamanın önüne geçilmiştir.[3] Bahsedilen bu konuda BES’den ayrılanların ana paraları üzerinden kesilen verginin katılımcılara iade edilmesi öngörülmüştür.[4]

Bu hususun 6327 sayılı Kanun’un yayım tarihinden itibaren 2 ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiş olup, bu tarih 29.08.2012’dir. 6327 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde; “7.10.2001 tarihinden sonra akdedilmiş bireysel emeklilik ve şahıs sigorta poliçeleri ile ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler üzerinden tevkif edilerek ödenen vergilerin, anaparaya isabet eden kısmı bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde hak sahiplerince tevkifatın yatırıldığı vergi dairelerine başvurulması ve dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla, VUK’un düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edilir.” ibaresine yer verilmiştir.

Bu iadenin yapılabilmesine ilişkin usul ve esaslar 83 numaralı Gelir Vergisi Sirküleri ile belirlenmiştir. İadenin yapılabilmesi için; hak sahiplerince tevkifatın yatırıldığı vergi dairesine müracaat edilmesi, müracaatın 29.08.2013 tarihinden önce yapılması, tevkifat uygulaması nedeniyle dava açılmaması veya açılmış olan davalardan vazgeçilmesi gerekmektedir. Yani bu hususun bahsedildiği maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde başvurulması gerekmektedir.

Aynı sirkülerde zamanaşımıyla ilgili olarak “Hak sahiplerince yapılan red ve iade talepleri, başvuruda eksiklik bulunmaması koşuluyla, Vergi Usul Kanunu’nun düzeltme zamanaşımı hükümleri dikkate alınarak yerine getirilecektir. Hak sahiplerince daha önceki bir tarihte ilgili vergi dairesine düzeltme başvurusunda bulunulmuş olması halinde, düzeltme zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasında bu başvuru tarihi dikkate alınacaktır.” ifadelerine yer verilmiştir.

8. Devlet Katkısı Ödenmeyecekler Kimler?

29.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmeliğin, “Devlet katkısının ödenmemesi” başlıklı, geçici 2. maddesinde; 29.05.2012 tarihi itibarıyla bireysel emeklilik sisteminde olup 29.06.2012 ile 29.06.2014 tarihleri arasında herhangi bir nedenle bir emeklilik sözleşmesini sonlandıran katılımcılara 31.12.2014 tarihine kadar Devlet katkısı ödenmeyeceği belirtilmektedir.

9. Herkes için “Avantajlı” mı?

En üst dilimden vergilendirilen ücretli mükellefler için yeni düzenleme pek de avantajlı olmamaktadır. Örneğin, 2012 yılı içinde aylık 10.000 TL (yıllık 120.000 TL) brüt ücret kazanan biri, ödediği katkı paylarını vergi matrahından indirerek yeni düzenlemedeki Devlet katkısına göre çok daha avantajlı durumdaydı.

Şöyle ki, yıllık kazancı 120.000 TL olan biri 2012 yılı içinde 28.969,12 TL gelir vergisi ödeyecektir. Bu kişi BES’e brüt ücretinin % 10’unu (12.000 TL) katkı payı olarak yatırması durumunda vergi matrahından 10.962 TL[5] indirebilecek ve 25.132,42 TL[6] gelir vergisi ödeyecektir. Yani, ödemesi gereken 3.836,70 TL gelir vergisini ödemeyecektir. Diğer taraftan aynı şartlar altında 2012 yılında Devlet katkısı sistemi geçerli olsaydı, bu kişinin yatırmış olduğu 12.000 TL’lik katkı payına 2.740,50 TL ilave edilecekti. Kaldı ki, bu ilave tutara hak kazanmak için de birçok şartı sağlamak gerekmektedir. Sonuç olarak bu kişi için Devlet katkısı sistemi avantajlı olmayacaktır.

10. “En” Avantajlı Kimler?

Yeni düzenlemeden en çok faydalanacak olanlar ise vergi mükellefiyeti bulunmayanlardır. Bunlar ise genellikle öğrenci ve ev hanımlarından oluşmaktadır. Ödenen katkı paylarını vergi mükellefi olmadıklarından dolayı sistemin hiçbir avantajından yararlanamamaktaydılar. Yeni düzenlemeyle birlikte, vergi mükellefi olsun olmasın tüm katılımcılara katkı paylarının % 25’ine karşılık gelen tutar Devlet katkısı olarak hesaplanacaktır.

11. Sonuç

6327 sayılı Kanun’un öncesinde katılımcılar, vergi mükellefi olmaları durumunda ödedikleri katkı paylarını vergi matrahlarından indirim konusu yapabilmekteydiler. Yapılan köklü değişiklikle bu uygulama kaldırılmış, yerine işverenler tarafından ödenenler hariç olmak üzere, katılımcılar tarafından ödenen katkı paylarının % 25’i oranında Devlet katkısı hesaplanması yönünde bir uygulama getirilmiştir.

Uzun vadeli tasarrufları artırmak ve ekonomik büyümeyi istikrarlı bir şekilde devam ettirmek adına atılan böyle adımlar elbette faydalı olacaktır. Aynı zamanda teknik düzenlemelerle uzun vadeli tasarruf yapma bilincini de oluşturacağına inanılan düzenlemelerin, yurtiçi tasarrufları artırarak hem bireye hem de Devlete ciddi getiriler sağlaması öngörülmektedir.

Katılımcının BES’den herhangi bir sebeple ayrılması durumunda yapılan ödemelerin anaparaya isabet eden tutarı üzerinden de kesinti yapılması, yani tüm ödemelerin menkul sermaye iradı olarak sayılmasına ilişkin anlayış da yapılan yasa değişikliği ile ortadan kaldırılmıştır. Böylece, sıkça tartışma konusu haline gelen ve çoğu zaman yargıya intikal eden bu sorun giderilmiştir.

Eski uygulama, sadece vergi mükelleflerinin ödedikleri katkı paylarını belli sınırlar dahilinde vergi matrahlarından indirmesine izin vermekte, diğer katılımcıların bu avantadan faydalanmalarına olanak sağlamamaktaydı. 01.01.2013 tarihinden itibaren söz konusu uygulama sonlandırılmış, yerine Devlet katkısı yöntemiyle daha geniş bir kitleye avantaj sağlayacak yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Kaynakça

Umut Varlı, Bireysel Emeklilik Sisteminde Yeni Teşvik Unsuru: Devlet Katkısı, Yaklaşım Dergisi, Sayı 236, Ağustos 2012

Ata Diliçıkık, Bireysel Emeklilik Sisteminde Yeni Düzenlemeler, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı 374, Ekim 2012

Zeynullah Gider, 6327 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununun Amacı ve Bireysel Emeklilik Sisteminden Elde edilen Gelirin Vergilendirilmesinde Meydana Gelen Değişiklikler, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı 374, Ekim 2012

6327 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu


[1] Zeynullah Gider, 6327 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununun Amacı ve Bireysel Emeklilik Sisteminden Elde Edilen Gelirin Vergilendirilmesinde Meydana Gelen Değişiklikler, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı 374, Ekim 2012, sayfa 132

[2] 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmelik, Madde 5

[3] 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22. maddesinin 1 numaralı fıkrasında 6327 sayılı kanunla değişmeden önceki halinde, “Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin % 25’i gelir vergisinden istisnadır.” hükmü yer almaktaydı.

[4] Ata Diliçıkık, Bireysel Emeklilik Sisteminde Yeni Düzenlemeler, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı 374, Ekim 2012

[5] Kişinin elde ettiği toplam brüt ücretinin %10’u (12.000TL) hesaplama dönemine ilişkin yıllık brüt asgari ücreti geçtiğinden dolayı üst limit yıllık brüt asgari ücretin toplamı olarak hesaplanmıştır.

[6] Yukarıdaki hesaplama; {120.000 TL (yıllık brüt ücret)-10.688,22 TL (Toplam SGK Primi ve işsizlik sigortası primi)=109.311,78 TL (BES öncesi GV Matrahı)- 10.962 TL (BES’den kaynaklanan vergi matrahından indirilebilecek üst limit)= 98.349, 78 TL(GV Matrahı) ve bu matrah üzerinden hesaplanan gelir vergisi.

Ernst & Young Türkiye gibi vergi hizmetleri alanında tartışmasız lider konumda bulunan bir şirketin “Vergide Gündem” adlı saygın dergisinde yazımın yayımlanması gurur vericidir.

Vergide Gündem Dergisi Ocak 2013 sayısını pdf olarak indirmek için tıklayınız…

Vergide Gündem Dergisi Ocak 2013 sayısını İngilizce okumak için tıklayınız…

Bu yazının şekillenmesinde ciddi katkısı olan, gerektiğinde düzeltmeler ve eklemeler yapan üstad Fatih Köprü’ye, çalışmanın ortaya çıkmasında geribildirimlerini eksik etmeyen vergi bölümümüz müdürlerinden Ali Demirel’e ve yazının şekillenmesinde rolleri olan çalışma arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim…

[fblike]

Faydalı Olması Dileğiyle…

Bir Cevap Yazın