Bugün günlerden 19 Ağustos 2011 Cuma. Çoğu insan için pek fazla birşey ifade etmiyor. Ancak bazıları var ki onlar için belki de hayatlarının dönüm noktası. Ancak elbette herşey bugün olup bitmeyecek. Bu bir süreç, hem de ciddi bir süreç. Bu bir sonuç, kısa ve özet. Belki de küçük bir tablo. Bazılarının içi boş, bazılarınınki ise hazineyle dolu. İşte böyle birgündeyiz. Yine bazıları çok fazla emek harcadı, çalıştı çabaladı. Gecesini gündüz etti, sabahladı. Kimisi de yan gelip yattı. Bazıları bu süreci bir çok iyi değerlendirdi, bazıları ise şu anda keşke diyecek kadar kötü. Ben bu süreci üç aşamalı olarak görüyorum. Birincisi, çalışmak ya da çalışmamak. İkincisi sınava girmek ve son aşamada tercih yapmaktır. Bugün bu sürecin sonuncusunu yaşayan birçok genç(ya da kendini genç hissedip bu zorlu aşamaları yaşamayı tercih edenler) saat 15:00’ı beklemekte. Biliyorum ki anlatmaya çalıştığım şeyi çoğunuz anladınız. Evet, üniversite yerleştirmelerinden bahsediyorum.
Hayatımızda (çoğunlukla) aldığımız eğitim mesleğimizi, mesleğimiz de sosyal statümüzü belirlemektedir. Bu nedenle eğitim mesleğin ve sosyal statünün sonucu değil, nedenidir. İyi bir meslek sahibi olmak ve sonucunda da iyi bir sosyal statüye ulaşmak için iyi bir eğitim şarttır. İşte sayılan bu nedenlerle bugünün önemi daha da artmaktadır. Heyecan katsayıları yükselmekte, zaman ise hiç geçmiyormuş gibi gelmektedir.
Yaklaşık olarak 760 bin aday bugün özel, vakıf ve devlet üniversitelerine yerleşecektir.
Yarının avukatlarının, bürokratlarının, bilim adamlarının belirleneceği bir günü yaşıyoruz.
Temennim odur ki, sınavda, sınav sonucunda yapılan hatalar bu sefer tekrarlanmasın. Hak geçmesin. Adil bir yerleştirme gerçekleşsin.
Faydalı Olması Dileğiyle…
[fblike]