Deloitte Ortağı Burç Seven’le Röportaj

M.K. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

B.S.1975 Ankara doğumluyum, TED Ankara koleji mezunuyum. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat’ ta okudum, sonrasında kısa bir süre Denge Denetim’de çalıştıktan sonra Deloitte’ a girdim. 16 yıldır Deloitte’ dayım. Deloitte’un global değişim programı çerçevesinde 2000-2002 yılları arasında ABD’ de Washington DC ofiste çalıştım. Türkiye’ de SMMM ruhsatı ve SPK’ nın verdiği bağımsız denetim lisansı sahibiyim. ABD’ de kaldığım süre içinde de oranın SMMM ve YMM’ si sayılan CPA sertifikasını aldım. 2007 yılında şirket ortağı oldum. O tarihten beri denetim bölümü ortağı olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda Deloitte Türkiye etik lideri olarak görev yapıyorum. Deloitte bünyesinde her üye firmanın bir etik lideri bulunuyor. Aynı zamanda bu görevim de mevcut.

M.K.  Mezuniyetiniz sonrasında sizi denetim sektöründe bir kariyer hedeflemeye yönelten süreç nasıl gelişti? Neden Deloitte tercihleriniz arasındaydı?

B.S. Ben üniversitenin ikinci sınıfından itibaren her müsait zamanımda staj yaptım. Satış-pazarlama alanında, bankacılık alanında, mali işlerde vs. Denetim stajım yoktu fakat onun dışındaki bütün alanlarda staj yaptım dolayısıyla hangi sektörün veya hangi uzmanlık alanının ne şekilde iş hayatımda nasıl karşıma çıkacağı hakkında temel de olsa belli bir fikir sahibi oldum. O dönemdeki yakın bir tanıdığım denetim firmasında çalışıyordu. İşte o arkadaşın vasıtası ile kendisinden çok detaylı bilgiler aldım, kendime uygun olduğunu düşündüm ve mezun olduktan sonra başvurdum.


M.K. O zamanlarda da bugünkü popülerliği yüksek miydi?

B.S.Oldukça yüksekti. Yani şu anda bence o zamana göre popülerliği biraz daha azalmış bile olabilir ama tabi ki hala çok popüler. Genelde baktığımızda hemen hemen tüm ekonomi ve işletme mezunları mutlaka bir denetim firmasına başvururlar. Bilerek veya bilmeyerek… Yani konuyu, işi, kendilerini neyin beklediğini bilerek ya da bilmeyerek. Biz de zaten mülakatlarımızda adayların gerçekten bu mesleği isteyip istemediğini ve gerçekten bilinçli bir tercih yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyoruz. Çünkü dediğiniz gibi popüler bir alan ve aynı zamanda tabi denetim şirketleri çok fazla sayıda eleman aldığı için de işe girme şansını da yeni mezunlar açısından arttırıcı bir sektör. Bu anlamda da popülerliği yüksek, benim işe girdiğim dönemde de böyleydi. Biz, yanlış rakam da vermek istemiyorum ama, sanıyorum 10 kişi girmiştik şirkete.


M.K. O yıl için mi?

B.S. Evet toplam o dönem. Şu anda bu sayı 150lerde. Tabii o zaman 10 kişi olduğu için ihtimal yani işe giriş ihtimali vs. daha düşüktü. Ama popülerlik anlamında bugünkünden daha az değildi, fazla olabilir.

 

M.K. Peki o günlerde Deloitte mutlaka biraz daha küçük bir şirketti. Yani büyüme sürecini yıl ve yıl biraz daha arttırdı. O sürecin içerisinde verilen hizmetler arasına ne gibi eklemeler oldu? Mesela ‘etik hattı’ en son eklenen galiba?

Roportaj05+B.S. Büyük 4 ler anlamında baktığımızda o zamanlar zaten big6 ti. Arthur Andersen vardı. Price Waterhouse ve Coopers & Lybrand ayrı ayrı şirketlerdi. Bu büyüklüğün içerisinde Deloitte şu anki gibi bir numarada değildi o zaman. Hatta etrafta, yani böyle sohbetlerde vs. Deloitte dediğimiz zaman şirketi tanımazdı insanlar. İsmimiz ve logomuz Deloitte & Touche diye kullanılıyordu o zamanlar. Hâlâ ismi öyle ama kolay kullanımı olsun diye logo Deloitte’ a döndürüldü. Dediğiniz gibi şu anki kadar büyük ve tanınmış değildi fakat tabi çok başka bir yapı oluştu. Özellikle denetim alanında biz Türkiye’ de açık ara lider durumdayız. Yeni hizmet alanları yaratmak, bilinirliği artırmak amacıyla öncelikle client & markets departmanımız kuruldu. Bu departmanımızın şirketin tanınırlığı ve yapılan aktivitelerin arttırılması anlamında çok büyük katkısı oldu şirkete. Bölümler olarak yine denetim, vergi, danışmanlık ve kurumsal finansman bölümlerimiz var. O zaman da bu bölümler vardı. Yeni hizmet alanları olarak M&A (Merger & Acqusisiton) departmanı kurumsal finansman departmanımızın altında daha da büyüdü. Etik hattı hizmetimiz çok yeni bir hizmet, orda öyle çok büyüdük veya çok faaliyetteyiz diyemeyiz. Onun dışında yeni hizmet alanı olarak özellikle son yıllarda UFRS’ nin ciddi anlamda hayata geçmesi ile birlikte UFRS dönüşüm projelerini çok arttırmış durumdayız ki bunlar büyük projeler ve zahmetli projeler. Çok uzun süreler alan projeler ve genel anlamda hizmet çeşitliliği açısından çok fazlalık olmasa da bizim kapasitemizin büyümesi ve yaptığımız faaliyetlerin iş hacmimizin artması sebebiyle o zamana göre tabi çok ciddi bir büyüme hızlı bir büyüme içerisine girdik.

M.K. Yeni TTK’ nın yürürlüğe girmesinin ardından hızlı bir ivme kazanacak olan denetim sektörünün kısa ve uzun vadede nasıl bir konumda olacağını öngörmektesiniz?

B.S. Yeni TTK’ nın biz, Türkiye’ de çok önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Türk ticaret hayatında artı bağımsız denetim alanında da… Neden bunu söylüyoruz? Yeni TTK ile beraber Türkiye’ deki tüm sermaye şirketleri, eğer kanunda herhangi bir değişiklik olmazsa şuan ki yapısıyla tüm sermaye şirketleri bağımsız denetime tabi olacak. Bu yurtdışında statutory audit denen yasal denetim zorunluluğunu hayatımıza getiriyor. Bugün Türkiye’ nin büyüklüğünü Avrupa’ daki birçok ülkeyle karşılaştırdığınızda Türkiye’ den çok daha küçük ülkelerdeki bağımsız denetim pazarının Türkiye pazarının çok çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Bununda en büyük sebebi bu bahsettiğimiz statutory audit. Bu hem denetim pazarında ciddi bir büyüme getirecek hem de bunun yanında çok ciddi bir disiplin ve şeffaflığı da ticari hayata getiriyor olacak. Bir anlamda Türkiye’ de tüm şirketler yeni TTK ile beraber halka açık gibi bir hale geliyor olacak. Nasıl ki şu anda Türkiye’ de halka açık şirketlerin bağımsız denetim raporlarları faaliyet raporları vs. web sitelerinde yayınlanıyorsa yeni TTK ile beraber yine mevcut haliyle diye söylüyorum çünkü kanun yürürlüğe girmeden önce bazı değişiklikler olabilir veya girdikten sonra. Şirketin tüm bilgileri web sitelerinde yayınlanıyor olacak. İlave olarak yine bu sermaye şirketlerinin yıllık olarak hazırlayacağı faaliyet raporları da bağımsız denetimden geçiyor olacak. Mevcut yapıda halka açık şirketlerde faaliyet raporlarını hazırlamakla yükümlüdür. Fakat faaliyet raporları bağımsız denetim çalışmalarının bir parçası değildir. Onlar şirketin hazırladığı şekilde yayınlanır. Tabi yeni TTK ile beraber aslında bağımsız denetim işin bir boyutu, konumuz o olduğu için ona giriyoruz ama bunun dışında resmi defterlerin UFRS’ ye göre tutulma zorunluluğu nedeniyle UFRS biraz önce bahsettiğim UFRS dönüşüm projeleri de şu anda şirketlerin gündeminde olan ve tercih edilen hizmetlerin başında geliyor. Çünkü artık şirketler günlük hayatlarının bir parçası olarak defterlerini 1/1/2013 gününden itibaren UFRS’ ye göre tutmakla yükümlü hale geliyorlar. İlk bağımsız denetim raporu da 31/12/2013 tarihiyle biten yıla ait bağımsız denetim raporu olacak.

M.K. İlk etapta şirketlerin bu uyum sürecinde bazı zorluklar yaşayacakları muhakkak. Şirketler açısından bakıldığında siz ne gibi zorluklarla karşılaşılacağını düşünüyorsunuz?

B.S. Hali hazırda bağımsız denetim gören şirketler de çok önemli bir sıkıntı beklemiyoruz ama biraz önce söylediğim gibi tüm sermaye şirketleri, limited şirketler artı anonim şirketler bağımsız denetime tabi olacağı için ve ilk defa denetlenecek çok sayıda şirket olacağı için geçiş sürecinde önemli sıkıntılar yaşanacağını düşünüyorum ben. Ne gibi sıkıntılar yaşanabilir? Birincisi şirketlerin UFRS bilgilerinin ve altyapılarının çok sağlam olmaması sebebiyle bu UFRS resmi defterlerinin hazırlanmasında sıkıntılar yaşanabilir. Daha sonra bağımsız denetim aşamasına geçildiğinde bir yıl sonra bu UFRS mali tabloların ne denli doğru hazırlanıp hazırlanmadığı da yine bir soru işareti olduğundan bağımsız denetim sırasında denetçi görüşünün olumlu görüş haricinde bir görüş olma olasılığı ortaya çıkabilir ki kanun olumlu görüş haricinde bir görüş yani şartlı görüş, görüş bildirmekten kaçınma veya olumsuz görüş olması durumunda getirdiği bazı yükümlülükler ve yaptırımlar var bunların hayata geçeceğini düşünüyoruz. Yine kanunda yürürlüğe girdiği ilk yıllarda belki bazı geçiş süreleri için esneklikler sağlanabilir. Bunu da şuan için bilmiyoruz ama bunlar beklenebilir. Çünkü Türkiye’ deki şirketlerin yapılarını, ne kadar kurumsal olup olmadıklarını incelediğimizde bütün şirketlerin olumlu görüş alma olasılığının da çok yüksek olmadığını düşünüyorum ben. Bu nedenle ilk etapta en azından geçisin kolay olması açısından bazı kolaylıklar sağlanabileceğini düşünüyorum.

M.K. Olumlu görüş haricindeki diğer görüşlerde çeşitli yaptırımlar var. Görüş bildirmekten kaçınma durumunda da şirket yönetim kurulunun istifasına kadar giden bir süreç. Bu tip durumların sizce sık yaşanması durumu olası mıdır?

B.S. Görüş bildirmekten kaçınma tabi çok ağır bir aşama. Yani, ben 16 yıllık iş hayatımda karşılaştım mı tam hatırlamıyorum bile. O aşamaya gelen şirketler olabilir mi olabilir. Ancak şu da var yeni TTK yürürlüğe girmeden önce birçok şirketin tasfiye olacağı, birleşeceği ya da şahıs şirketine döneceği gibi beklentiler var. Dolayısıyla yeni TTK ile bağımsız denetime tabi olacak olan, bu tasfiyeler, şahıs şirketlerine dönüşler, birleşmeler vs. den sonra kalan, şirketlerin görüş bildirmekten kaçınma kadar ağır bir görüş alma olasılığı tabi nispeten düşüyor. Ama yine de tabi ki karşımızda bu tip örnekler çıkabilir. Burada önemli olan yönetim kurulu istifa ediyor, genel kurul toplanıyor ancak aynı yönetim kurulu tekrar genel kurulda seçilebiliyor 6 aylık süre içerisinde bu görüş bildirmekten kaçınmaya sebep olan unsurların temizlenmesi bekleniyor.

 

M.K. Denetim alanında kariyer hedefleyen yeni mezunlarda yetkin bir çalışan olabilmek, başarılı bir kariyer inşa edebilmek için ne gibi kişisel özelliklere sahip olunması gerektiğini düşünüyorsunuz?

B.S. Birincisi genelde bizim gördüğümüz sıkıntılara baktığımızda, tamam denetim sektörü için hep şu denir, denetim sektöründe çalışılan bir yıl başka bir sektörde çalışılan 2 yıla eşittir gibi bir anlayış var ki büyük ölçüde doğrudur bu.  Ama şu da beklenmemeli yani ben denetim sektöründe işe başlarsam 4 yıl sonra işte şuraya gelirim, müdür olurum, 6 yıl sonra şu olurum vs. gibi bir beklentiyle ve de 2 yıl sonra 3 yıl sonra her şeyi öğrenmiş ben artık oldum tamam bundan sonra ben artık şirkete bir şeyler vereceğim yaklaşımında olmaması lazım. Çünkü denetim hep söylüyoruz, çok klasik bir laf belki ama bir okul gibidir. Denetim sektörünün okul gibi olması sürekli yani partner olduğunuz zaman bile devam eden bir gerçektir. Çünkü her gün yeni bir müşteriyle yeni bir kurumla vs. irtibat halindesiniz sürekli yeni düzenlemeler, tebliğler, kanunlar vs. çıkıyor. Sürekli bir öğrenme süreci içindesiniz ve özellikle ilk yıllarda kişiler aslında şirketten bir şey alan pozisyondadır. Kişi şirkete bir şey vermeye ancak belki 4. ya da 5. yıldan sonra artık gerçek anlamda başlar. Dolayısıyla sabır çok önemli birincisi. İkinci önemli olan nokta insan ilişkileri konusu. Özellikle bizim işimize baktığımızda biz sonuçta 9 – 18 mesai yapıp sürekli ofise gelip giden insanlar değiliz. Hem şirket içinde farklı ekiplerle hem gittiğimiz müşterilerde farklı ekiplerle sürekli farklı insanlarla çalışmak durumundayız ve gerçekten çalışacağımız kişiler her anlamda da anlaşabileceğimiz kişiler olamayabiliyor ama bizim burada mesleğimiz gereği insan ilişkilerinde başarılı ve her türlü insanla iyi iletişim kurabilecek yapıdaki kişiler olması gerekiyor. Bu önemli bir özellik. Araştırmayı, okumayı seven kişiler olması gerekiyor. Neden? Çünkü biraz önce dediğim gibi sürekli bir öğrenme var ve sürekli olarak çıkan mevzuatları standartları vs. çok iyi takip edip bunları yaptığımız çalışmalara iyi uyarlayabiliyor olmamız gerekiyor. Dolaysıyla burada her ne kadar sayılarla iş yapıyormuş gibi gözüksek de ben mesela sosyal derslerde de başarılı olan arkadaşların özellikle burada da başarılı olabileceğini inanıyorum. Çünkü okuduğunu anlayan, okumayı, araştırmayı seven okuduğundan kolay çıkarımlar yapabilen kişiler her zaman başarılı olduğunu gördüğümü söyleyebilirim.

M.K. Denetçi yardımcısı olarak çalışmaya başlayan kişilerde bu saydığınız özellikler doğrultusunda mı bazı eksiklikler görüyorsunuz ya da bu kişilerin meslek hayatlarının ilk birkaç yıllık yoğun çalışma sürecinde genel olarak ne gibi sıkıntılar(sorunlar) yaşadıklarını gözlemliyorsunuz?

Roportaj02B.S. Genelde o şekilde. İkincisi genelde sabırsızlık kaynaklı problemler yaşanabiliyor. Çok yoğun çalışıyoruz aynı zamanda. Onu da eklemek lazım. Şehir içi ve şehir dışı seyahatlerimiz de zaman zaman fazla olabiliyor. Yılsonlarında stok sayımları yaparız. Bu stok sayımları nedeniyle genelde 31/12 günlerimiz siloların tepesinde, depolarda vs. geçebilir. Genel olarak şirketten ayrılan arkadaşlarla ilgili olarak bu yoğun tempoyu yaşamak istemeyen arkadaşların sayısının fazla olduğunu görüyoruz. İkincisi, kişiler her ne kadar çok isteyerek bu işe girse de işi sevmediğini görüyoruz. Daha farklı alanlara kaymak isteyen arkadaşların sayısı da bir hayli oluyor. Bir de tabi denetim sektörüne baktığımız zaman belli bir tecrübe elde etmiş arkadaşlar dışarıdaki şirketler tarafından çok cazip bir çalışan adayı haline geliyorlar. Çünkü özelikle son yıllarda UFRS’nin önemi şirketlerdeki UFRS altyapısı ve bilgisinin az olması sebebi ile nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor şirketler ve en kolay seçenekte denetim şirketlerindeki çalışanlar oluyor onlar için. Burada işte sabır öne çıkıyor. Çünkü denetim şirketinde kaldığınız zaman sonuçta özellikle yeni TTK ile beraber çok ciddi bir de büyüme beklediğimiz için de sektörde bundan sonrası için daha da önem arz ediyor. Denetim şirketinde kaldığınız zaman daha kısa sürede daha iyi yerlere gelebildiğimizi görüyoruz. Ama başka bir şirkete geçen arkadaşların çok uzun süreler o geçtiği pozisyonda kaldığını da aynı şekilde gözlemliyoruz. Tabi bunlar birer genelleme, iki taraf için de istisnai durumlar her zaman olabilir. Son yıllarda denetim şirketlerine geri dönüşler de çok arttı. Birçok ayrılan arkadaşlarımız tekrar çeşitli pozisyonlarda aramıza döndüler. Bu da aslında sektörün hala ne kadar dinamik ve cazip olduğunun bir göstergesi diye düşünüyorum.

M.K. Yeni mezun işe alım mülakatlarında şirket ortakları ile de görüşülmekte olduğunu göz önünde bulundurursak sizin kişisel olarak aradığınız özellikler nelerdir?

B.S. Birincisi dediğim gibi bu mesleği gerçekten bilinçli bir şekilde mi tercih ediyor. Gerçekten araştırmış, konu hakkında bilgi sahibi mi? İsteyerek mi bu işe başvurmuş yoksa herhangi bir ekonomi veya işletme mezunu gibi popülerliğe dayanarak mı başvurmuş onu anlamaya çalışıyoruz. İkincisi, yabancı dil bilgisi önemli buna bakıyoruz. Çünkü gerek müşterilerimizle gerek yurt dışı bağlantılarımız, kullandığımız denetim programı birçok kullandığımız yayın, kaynak vs. ingilizce. Dolayısıyla ingilizce önemli. Etik değerlere çok önem veriyoruz. Mülakatlarda bunu anlamak tabi çok kolay değil ama en azından bizim kendi tekniklerimizle anlayabildiğimiz kadar etik değerleri olan kişileri tercih ediyoruz. Zor durumlarla başa çıkabilmeyi becerebilen kişileri tercih ediyoruz. Bununla ilgili yine mülakatlarda sorularımız oluyor. Özetle bu şekilde.

M.K. Peki sizin de bahsettiğiniz gibi yoğun çalışma şartlarının olduğu bir meslek. Bunun yanında da çalışanlara kendilerini kişisel anlamda geliştirmeleri açısından çok büyük bir yatırım yapılıyor. Çalışanların bu tip mesleki ve kişisel anlamda gelişmelerinde Deloitte ne tip destekler veriyor bunlardan biraz bahsedebilir misiniz?

B.S. Bizim mesleki eğitimlerimiz zaten var. Her sene kişilerin seviyesine göre mutlaka bu eğitimlerden geçiriyoruz. Artı mesleki lisanslama sınavlarıyla ilgili kişilere eğitim desteği vs. sağlıyoruz ki bunlar zaten kişilerin denetim firmasında kalmayı planlıyorlarsa kariyerleri açısından da çok çok önemli. Onun dışında daha ileriki yıllarda okullarda ders vermek isteyen arkadaşlara imkanlar sağlanıyor. Çeşitli komitelerde, bağımsız denetim derneği, TÜSİAD olsun alt komitelerinde yer almak isteyen arkadaşlara her zaman destek oluyoruz. Dolayısıyla burada biraz kişilerin kendi inisiyatiflerinde olan ama kişilerin istemiş olduğu talep etmiş olduğu kariyer gelişim imkanları veya kendilerini geliştirmeye yönelik istemiş oldukları tüm imkanlar için şirket elinden geldiği şekilde destek olmaya her zaman hazır ve kararlı bir şekilde duruşunu sergiliyor.

M.K. Mesleği icra etmek için alınması gereken sertifikalar var. SMMM stajını başlatmak için çeşitli maddi desteklerde bulunuyor musunuz?

B.S. SMMM staj başlatma sınavı, daha sonraki mesleki yeterlilik sınavı ve SPK’ nın bağımsız denetim lisansı için maddi destek sağlanıyor.

M.K. Deloitte olarak çalışanlarınıza sıfırdan başlayıp şirket ortağı olmaya kadar varan kariyer imkânları sunuyorsunuz. Belki de en cazip yönlerinden biri bu şirketlerin bu kariyer imkanı sağlaması. Şirket ortağı olmaya kadar geçen süre ortalama kaç yıl sürmektedir?

B.S. Şimdi buna bir süre vermek çok zor. Çünkü biraz ekonomik şartlarla da bağlantılı. Çünkü partner ataması yapabilmek için belli büyüklüklere ulaşmanız gerekir. Şirkete giren herkesin partner olması da beklenmez zaten. Bir piramit yapısı var bizde. Ben 1996 girişliyim, 2007 yılında yani 11 yılda partner oldum. Şu an da bu süre bir miktar daha artmış durumda. Ancak başarılı olan tüm arkadaşlarında partner olma olasılığı her zaman var ve oluyorlar da zaten. Yeni TTK ile beraber gelecek olan büyüme ile terfilerde sadece partner değil belki alt seviyelerdeki terfilerde de daha hızlı bir ilerleme olacağı beklenebilir.

M.K. Küresel ölçekte ABD ve Japonya gibi iki büyük ekonominin de yakın zamanda UFRS uygulamalarına geçmek yönünde çalışmalar başlatmaları sonucu 4 Büyüklere a ciddi rakipler oluşması ne derece mümkündür?

B.S. Big4 boyutlarında rakiplerin olma olasılığı olmakla beraber bu olasılığın çok yüksek olmadığını düşünüyorum. Fakat big4 haricindeki şirketlerin ciddi anlamda büyüyeceğini hatta bu big4 haricindeki ‘second tier’ denen ikinci gruptaki şirketlere rakiplerinde oluşacağını düşünüyorum. Özellikle Türkiye açısından bakarsak yeni TTK ile beraber hangi denetim firmalarının hangi grup şirketleri hedeflediği de önemli. Dolayısıyla bu hedefler dikkatte alınarak aslında birçok şirketin pazarda ciddi bir oyuncu olacağını ve bu çok ciddi anlamda büyüyecek olan pazardan da belli bir pay alacağını düşünüyoruz ama big4 büyüklüğüne gelebilecek veya big4’ a rakip olabilecek şirket olur mu onu öngörmek biraz zor. Çünkü bu çok ciddi bir altyapı hem teknik hem de personel anlamında çok ciddi bir altyapı gerektirecek bir unsur.

 

M.K. Takım çalışmasının son derece önemli olduğu denetim sektöründe çalışanların motivasyonunun yüksek tutulmasına yönelik olarak ne gibi uygulamalar ve ödül sistemleri uygulamaktasınız?

B.S. Bir araya geldiğimiz biraz işlerden uzaklaştığımız aktiviteler olarak ‘happy hour’larımız var. Her ay gönderdiğimiz etik mesajlarımız var tüm şirkete ve bu etik mesajlarının içerisinde mesela etikle ilgili bir soru sorarız. Ve bu soruya doğru cevap veren arkadaşlar arasından bir çekiliş yapıp hediyeler veririz. Motivasyon anlamında özellikle lisanslama sınavlarındaki başarıyı arttırmak için maddi destek, sınav ücretinin karşılanması vs. desteklerimiz mevcut. Onun dışında zaten bizim bu tam yazılı bir kural değil tabi ama özellikle önemli yorucu saha çalışmalarından sonra ekipler bir araya gelirler bir yemek yerler bir aktivite yaparlar. Özellikle kapanış toplantıları düzenlerken müşterilerimizle de arada bir böyle bir araya geliriz.

M.K. Bu yoğun iş temposunda, kendinize ayırabildiğiniz vakitlerde ne gibi hobilerle bu stresli iş hayatında rahatlamaya çalışıyorsunuz?

B.S. 18 aylık bir kızım var. Ben son dönemde en çok vaktimi yani boş vaktimi onunla geçirmek istiyorum tabii ki. O çok önemli. Fenerbahçeliyim, maçlara gitmeye çalışırım İstanbul’ da ki maçlara. Otomobil sporlarına ilgim var çok sık yapamasam da pist yarışlarına katılmaya çalışıyorum (son birkaç yıldır yapamasam da) onun dışında izleyici olarak ağırlıklı olarak devam ediyorum. Bir de yine kızımın doğumundan sonra azaldı ama maket yaparım. O beni çok rahatlatır, dünyadan uzaklaştırır odama kapanıp.

M.K. Peki bununla bağdaştırırsak 16 yıllık süreç içinde mesleğinizin en olumlu ve olumsuz yanlarını siz ne olarak değerlendiriyorsunuz?

B.S. En sevdiğim yanı bir defa biraz önce dediğim gibi sürekli bir öğrenme süreci içinde olmamız. Sürekli yeni bazı konulara vakıf olmamız. Yani şimdi mesela ben 2007’ de partner oldum. 5. yılımdayım. Bu 5 yılda bile tamam ben her şeyi gördüm artık tamamdır benim tecrübem, ben oldum diyemiyorum. Çünkü her gün yeni bir konu karşıma çıkıyor. Bizim bir teknik bölümümüz var. Bu teknik bölümümüz özellikle UFRS teknik konuları vs. çok detaylı olarak inceleyip bize yardımcı olan karşımıza çıkan teknik konularda bize destek olan sorularımıza cevap veren bölüm onlar tabi bu konuda çok daha fazla literatürü takip ediyorlar. Hepimizin tabii biliyor olması lazım. Bu öğrenme kısmı olumlu özelliklerinden bir tanesi. Bir başka önemli özelliği çok fazla sayıda insan tanıma imkânınız oluyor. Belki birçok başka meslekte giremeyeceğiniz ortamlara girme imkanı sağlıyor size. Çok üst düzey kişilerle bir araya gelme imkânı sağlıyor. Olumsuz özellik olarak yani bu tabi artık bu işi bir meslek olarak kabul ettikten ve alıştıktan sonra belki çok da olumsuz gelmiyor ama tabi ki yoğun tempo. Yaptığınız bir programı son saniyede iptal etme zorunluluğu, hiç beklemediğiniz bir seyahat gibi biraz böyle programsızlığı aslında olumsuz özellik olarak söyleyebiliriz. Ama dediğim gibi insan bir şekilde alışıyor ve artık bir şekilde de özellikle müdür olduktan sonra mümkün olduğunca kendi programını kendi yapmaya başladığı için bunları bertaraf edecek şekilde hayatınızı devam ettiriyorsunuz. Tüm arkadaşlarımız belli plan dahilinde çalışıyor ve bu plan şirket tarafından hazırlanıyor. Müdür olduktan sonra yoğunluk devam etmekle birlikte birazcık kendi programını insan kendi yönetebiliyor.

 

M.K. Deloitte’ a ilk girdiğinizde o alışma sürecinde yoğunluktan ara sıra sıkıldığınız ya da bunaldığınız bir dönem oldu mu?

B.S. Çok böyle tamam ben artık istifa edeceğim, bu mesleği bırakıyorum aşamasına gelmedi ama çok bunaldığım dönemler projeler oldu tabii ki. Özellikle halka arz projeleri çok ciddi yoğun projelerdir. İkinci yılımın sonunda öyle bir projede çalışmıştım. Kalabalık bir ekiptik. Çok yıpratıcı bir süreçti. Herhalde 8 kişilik bir ekiptik. Yarısı şuanda şirkette değil. Yani o proje etkilidir etkili değildir bilmiyorum ama o projeden sonra ciddi anlamda ayrılıklar olmuştu o ekiple alakalı.

M.K. Önemli düzeyde yeni mezun işe alımı gerçekleştiren bir şirket olarak genç erkek çalışanlarınızın askerlik sorunlarını nasıl çözüme kavuşturuyorsunuz?

B.S. SMMM stajını başlattığınız zaman askerlik ertelenmiş oluyor. Eskiden bu staj 2 yıldı şimdi 3 yıla çıkarıldı. Dolayısıyla 3 yıl boyunca aslında askerlik ertelenmiş oluyor. Buradaki önemli nokta şirkete başladıktan sonra kısa bir süre içerisinde bu staj sınavının kazanılması gerekiyor ki askerlik erteleme için hemen başvurulabilsin. Çünkü belli bir süre sonra bu sefer askerlik erteleme imkânı ortadan kalkmış oluyor. Dolayısıyla kariyer açısından staj başlatma sınavının çok önemi var daha sonra mesleki yeterliliğin çok önemi var. Çünkü ondan sonraki müdürlük ve daha sonraki terfileri etkileyen bir unsur. Artı SPK bağımsız denetim. Ben zaten hep şunu söylüyorum arkadaşlara işte en başta SMMM staj sınavı sonra üç yıl geçiyor SMMM mesleki yeterlilik sınavı artı birde SPK lisans sınavı var yeni bir sınavda eklenebilir. Çünkü kamu gözetimi kurumu kuruldu. Bu TTK ile beraber belki biliyorsunuzdur. Onlar da lisanslama konusunda yetkilendirilmiş bir kurum, ayrı bir sınav mekanizmaları olacak mı bilmiyoruz ama o da çıkabilir. Ben şuan hayatımızda olan sınavlar için söylüyorum. SPK bağımsız denetim lisansı SMMM ruhsatı ile birlikte kullanılabiliyor. Ancak SPK sınavına SMMM ruhsatınız olmadan da girebiliyorsunuz. Yani bu sınavı geçip lisansı bir kenara koyup SMMM olmayı bekleyebiliyorsunuz. Eğer bu SPK sınavı SMMM yeterlilik sınavı zamanına bırakılırsa aynı anda hem SMMM sınavındaki 7 derse hem de SPK lisans sınavındaki 3 ayrı konu başlığı altında sunulan üç sınava girmeniz gerekiyor. Aynı anda 10 derse girmeniz gerekiyor. Dolayısıyla benim hep arkadaşlara tavsiyem, stajı başlatın stajı başlattıktan sonraki bu 3 yıllık süre içersinde ki ilk yıllarda bu daha kolaydır. SPK bağımsız denetim lisansını alın cebinize koyun daha sonra SMMM olduğunuz zaman o cebinizdeki lisansı çıkarıp birlikte kullanmaya başlarsınız.

M.K. Son olarak Deloitte’ u bir kelimeyle anlatmanız istense hangi kelimeyi seçerdiniz?

B.S. Her alanda Profesyonellik demek istiyorum.

 

M.K. Değerli vaktinizi bize ayırdığınız için Maliye kulübü adına çok teşekkür ediyoruz.

Kısaltmalar:

M.K. : Maliye Kulübü

B.S. : Burç Seven

NOT:

Bu röportaj İstanbul Üniversitesi, Maliye Kulübü, E-Söyleşiler ekibi tarafından yapılmıştır. istanbulmaliye.org adlı kulüp sitemiz çeşitli nedenlerden dolayı aktif olmadığı için takımın ortak görüşü ve Burç Seven’den alınan izinle bu platformda yayımlanma kararına bağlanmıştır.

Röportaj Ekibi:

–          Ahmet Murat YAVUZ

–          Aykut DURDAĞI

–          Ayşenur GÜREL

–          Besme ÇUBUKÇU

–          Erdi ALTAY

–          Gülşah KURNAZ

–          Tuncay GÜNDÜZ

Faydalı Olması Dileğiyle…

[fblike]

Bir Cevap Yazın