İçki Reklamı ve Etkileri Üzerine

Daha düne kadar içki satışı, içki içme yerleri, içki içme yaşını tartışıyorduk. Bu konu beni ilgilendirmediği için uzak kalmak istedim. Ancak benim de bu konu hakkında bir fikrimin olması gerekirdi. Ne yazık ki bu içki konusu hakkındaki tek bilgim, bir içki firmasının yüksek kâr elde ettiği, dev bir İngiliz firmasına satışı, devlet elinden çıkışı ve sonraki aşamalarıydı. Keşke nerelerde satılacağına, içileceğine, kimlerin içebileceğine dair verilen haberleri ayrıntılı okusaydım.
Şimdi ise içki reklamlarını tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Ben tvlerde verilen rakı reklamlarını hatırlamıyorum ancak daha önce internette izlediğim için biliyorum. Daha sonraları içki reklamları yasaklandı. Ben hala reklamların yasak olduğunu sanıyordum(yasak olmadığını bilenler varsa, sen baya konuya uzak kalmışsın diyebilir). Ta ki birkaç gündür gazetelerde tam sayfa reklamlarını görene kadar. Her zaman görmek, bakmak, farkına varmak gibi kelimelerin farklı olduğunu söylemişimdir. Belki ben de bu reklamlara uzun süredir bakıyor ancak varlığının farkına varmıyordum.
Her zaman %100 yazılan şeylerin ne olursa olsun faydalı olduğunu düşünürüz. Ama durum hiç de öyle değildir. Bu reklamlara baktığımda da %100 ifadesinin kullanıldığını görüyorum. Şimdi önümde yer alan bira ve rakı reklamları var ve her ikisinde de bu ifade yer alıyor. Bakıldığında %100 malttan üretilmiş yazıyor. Maltın ne olduğunu bilmeyen biri de (benim gibi) vay be gerçekten katkısız, doğal ve içilebilir diyebilir. Ben ki hayatımda içkiyi ağzıma sürmedim. Benim gibi içkiye karşı olan biri bunu görünce denemeye değebilir mi diyorsa, reklam başarılı demektir. Otobüste, vapurda, durakta gazete okurken gazetemin okumadığım kısmındaki reklamın başkaları tarafından görülmemesi için çaba sarfedeceğim. Çünkü bu reklamlar insanların farkına varmadan ürünün bilinçaltına yer almasını hedefleyen reklamlardır. Kim bilir belki sırf benim gazeteme baktığı için içki içmek isteyen olabilir. Amerikan filmlerinde film devam ederken arkada bir kola fotoğrafı koyarlardı ve bu yüzden izleyiciler film aralarında dolabı açıp susuzluklarını gidermek için su, kola içerlerdi. Daha sonrasında bu reklamlar yasaklandı ve şimdi de film ya da dizi başlamadan sanal reklam uygulaması vardır uyarısı yaparak reklam yapıyorlar.

Bir maliye öğrencisi olarak bu konuyu sosyal ve ekonomik açıdan ele almak istiyorum. Kamu maliyesinde dışsallık diye bir kavram vardır. Dışsallık kısaca, bir kimsenin kendi amacını gerçekleştirmek için yaptığı faaliyetlerin başka kimseleri olumlu ya da olumsuz etkilemesi sonucu ortaya çıkan fayda ya da zarar(maliyet)dır . Gazeteler toplumun olaylardan haberdar olmasını, gündem hakkında bilgi sahibi olmasını ve dolayısıyla bilgisi olanların fikir sahibi olmasını sağlar. Düşünmesini, konu hakkında kafa yormasını bazen de üretim(her zaman mal olarak değil, hizmet olarak da düşünebiliriz) yapmasını sağlar. Kısacası çoğu gazete üreticiden tüketiciye olumlu dışsallık sağlar. Diğer taraftan alkollü içkiler ise tüketiciden tüketiciye olumsuz dışsallığa neden olur. Ayrıca benim burada yaptığım ise tüketiciden(içki tüketicisi değilim ama) üreticiye olumsuz dışsallıktır…
Diğer taraftan alkol, sigara gibi mallar ayrıca erdemsiz(demerit) mallardır. Bu tür mallarda bireylerin tüketimden caydırılması için devletin müdahalesi gerekir.
Gazete ve tvlerden ricam bu tür reklamları yapmadan önce iki kez düşünmeleri.

KAYNAKÇA

Osman PEHLİVAN, Kamu Maliyesi, Derya Kitapevi, Trabzon, 2008, s.45

Faydalı Olması Dileğiyle…

 

[fblike]

Bir Cevap Yazın