1.GİRİŞ
Uzun zamandır tartışılan ve hala günümüzde de tartışılmaya devam eden önemli konulardan biri de hangi vergi tarifesinin uygulanması gerektiğinin bir sonuca varılamamasıdır. Hem Avrupa’da hem Amerika’da hem de diğer yerlerde, kısacası tüm dünyada bu tartışmalar çok büyük boyut kazanmıştır. Bu tartışmalar sonucu sabit oranlı vergiyi öne çıkarmıştır. Dünya genelinde uygulanan artan oranlı tarifesinde birçok sorun meydana gelmiştir. Bu sorunların artmasının sonucunda ülkeler artan oranlı vergileme tarifesine alternatif aramak zorunda kalmıştır. Düz oranlı vergi tarifesi de arayışlara karşılık alternatif olarak gösterilebilir. Bu nedenle bu çalışmada sabit oranlı vergi tarifesinin yararları, sakıncaları, bu tarifeye yöneltilen eleştirileri anlatılmaya çalışılmıştır.
2.SABİT ORANLI TARİFENİN TANIMI
Sabit oranlı tarife, vergi matrahı ne olursa olsun, tek bir vergi oranının tüm matraha bir defaya mahsus uygulanmasını içeren vergidir[1]. Sabit oranlı vergilere düz oranlı vergiler de denilmektedir. Gelir unsurlarını ele aldığımızda oranda bir değişiklik söz konusu değildir. Bu sistemde gelir türleri ücret ve teşebbüs gelirleri olarak ikiye ayrılmıştır[2]. Kurum kazançları, faiz gelirleri, gerçek kişilerin elde ettiği karlar teşebbüs gelirleri iken, gelirin elde edilmesi kişinin çalışmasına bağlı gelirler ise ücret gelirleridir. Ücret gelirleri ve teşebbüs gelirleri aynı oranda vergilendirilirken ücret gelirlerinin en az geçim indirimi dikkate alınıp vergisi hesaplanırken gizli artan oranlılığa rastlanır. Diğer taraftan sabit oranlı vergi sabit mikratlı vergi ile karıştırılmamalıdır[3]. Yani sabit oranlı vergi, herkesten aynı miktarda vergi almak anlamına gelmemektedir.
3.SABİT ORANLI VERGİNİN YARARLARI
Sabit oranlı verginin uygulanması sonucunda birçok yarar sağlanır. Bunların başında; basitlik, genellik, etkinlik, tarafsızlık ve adalet yer alır. Bunların dışında vergi oranları sabit olursa yatırımcılar daha fazla yatırım yaparlar[4]. Bu sistemde vergi kaçakçılığı da azalır.
3.1 BASİTLİK
Sabit oranlı verginin en önemli özelliklerinden birisi basitliktir. Basitlik kavramı sabit oranlı verginin kolay uygulanmasının dışında bir de maliyetlerin düşüklüğü açısından önemlidir[5]. Tüm vergi sistemlerinde vergi toplama aşamasında personeline ödediği maaşlar, demirbaş alımları için ödenen ücretler ve diğer işlem maliyetleri vardır. İşte bu noktada basitlik bu maliyetleri azaltabilir. Maliyetlerin azalması ise devletin daha fazla gelir elde etmesi anlamına gelir.
3.2 ETKİNLİK
Vergiler, vergi mükelleflerinin tüketimlerini, tasarruflarını ve çalışmalarını yani ekonomik davranışlarını etkiler[6]. Vergiler bazen aşırı maliyet oluşturabilir fakat maliyetin büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Aynı miktarda gelir oluşturan iki farklı vergi sistemi ekonomi üzerine farklı yükler yükleyebilir[7]. Örnek verecek olursak baş vergisinde bütün vergi yükümlüleri belli miktardaki vergiden sorumludur. Düz oranlı vergide maliyetler düşük olacağından burada etkinlikten söz edilebilir.
3.3 GENELLİK
Vergilemenin genellik ilkesi, vergi yükümlüsü olanların seviye, sınıf, din, ırk, mevki gibi durumlar göz önüne alınmaksızın vergiye tabi tutulmasıdır[8]. Yani, herkese hiçbir ayrıcalık tanımaksızın vergilemenin eşit olarak uygulanmasıdır. Böyle bir durumda istisna ve muafiyetler söz konusu olmaz. Devletin vergi gelirleri artmış olur.
3.4 TARAFSIZLIK
Sabit oranlı verginin sağladığı en büyük avantajlardan biri verginin tarafsızlığı ilkesidir[9]. Bütün gelir şekilleri sadece bir kez ve tek oranda vergilendirilir. Sabit oranlı vergileme sisteminde gelir türleri arasında herhangi bir avantaj yoktur. Emek geliri tek bir oranda vergilendirilir ve işletmelerden de bireylere uygulanan oranda vergi alınır. Sabit oranlı vergi sistemi çalışmayı, yatırımları ve tasarrufları ikinci kez vergilemeye tabi tutmaz. Yani engellemez. Tam tersine ikinci kez vergilemeye tabi tutmadığı zaman bireylere daha fazla çalışmaya teşvik eder. Artan oranlı tarifede bireyler gelirleri ve tasarrufları üzerinden vergi öderler. Eğer tasarruflarından gelir elde ederlerse yine vergi öderler. Tasarrufu işletme ise işletme satıldığında tekrar vergi öder. Tasarrufun sahibi ölürse kişinin yatırımı başkası üzerine geçerken bir kez daha vergilendirilir. Tasarruflar bu kadar çok vergilemeye tabi tutulduğu için ekonomi üzerinde büyümeyi olumsuz yönde etkiler[10].
3.5 ADALET
Sabit oranlı vergi, maliye terminolojisinde “yatay adalet ve dikey adalet” olarak adlandırılan adalet ilkelerine uygun bir vergidir[11]. Sabit oranlı vergi sisteminde kazanca göre vergi alınır. Yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınır[12]. Diğer taraftan indirimler söz konusu olduğunda bu vergi gizli artan oranlı vergiye dönüşür. Sabit oranlı verginin adil olduğu ileriki konuda daha ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
4.SABİT ORANLI VERGİNİN SAKINCALARI
Sabit oranlı vergi sisteminin en önemli sakıncası bu sistemin zenginlerin yararına oluşudur. Diğer sakıncası ise vergi gelirlerinin düşebileceğidir.
4.1 ZENGİNLERİN YARARINA OLUŞU
Bu durum sabit oranlı vergiye yönelik yapılan eleştirilerin başında gelmektedir. Yüksek gelir elde eden vergi yükümlülerine bakıldığında gelirlerinin önemli bir kısmı faiz, kar payı ve sermaye kazançları olarak görülmektedir. Sabit oranlı vergilemede ise bu tür gelirler vergilemeye tabi tutulmamaktadır. 10.000-40.000 TL yıllık geliri olan mükelleflerin, toplam gelirlerinin yaklaşık %83’ü maaş gelirinden oluşurken %6’sı kar payı, faiz geliri ve sermaye kazancından oluşmaktadır. Buna karşılık 100.000 TL ve üzerinde geliri olan mükelleflerin toplam gelirlerinin %49’u ücret gelirinden oluşurken %25’i kar payı, faiz geliri ve sermaye kazancından oluşmaktadır[13]. Diğer taraftan aynı gelire sahip olup da farklı türde gelir elde edenler de aynı miktarda vergi ödemeyebilir. Örneğin 12.000 TL maaş geliri olan mükellefle aynı miktarda faiz geliri, kar payı ve sermaye kazancı olan mükellefi karşılaştırdığımızda maaş geliri elde eden mükellef sözgelimi %20 vergi öderken, diğer mükellef herhangi bir vergi ödemeyecektir.
4.2 VERGİ GELİRLERİNDE DÜŞME
Sabit oranlı vergi düşük geliri olan vergi mükelleflerinin vergilerini artırırken yüksek geliri olanların vergilerini düşürebilir. Yukarıda da belirtildiği gibi yüksek gelirli mükelleflerin gelirlerinin çoğu vergi kapsamı dışındadır. Bu nedenle vergi kapsamına giren kısmıyla vergilendirilmeye gidildiğinde devletin elde edeceği vergi gelirlerinde bir düşüş meydana gelecektir.
5.SABİT ORANLI VERGİYE YÖNELTİLEN SORULAR
Bu konuda sabit oranlı vergiye yöneltilen soruya yanıt verilecektir.
5.1 SABİT ORANLI VERGİ ADİL MİDİR?
Yukarıda sabit oranlı verginin yararlarını sayarken adalet ilkesini tam anlamıyla açıklamamıştık. Burada hem örneklerle hem de maddeler halinde bu soruya evet olarak cevap vermeye çalışılacaktır.
Vergilemede adalet kavramını ifade edebilecek başlıca dört kriter bulunmaktadır[14];
– Yatay adalet
– Dikey adalet
– Kanun önünde eşitlik
– Fedakârlıkta eşitlik
Yatay adalet (yatay eşitlik), ekonomik durumu aynı olanların aynı vergilendirme şartlarına tabi olması; dikey adalet (dikey eşitlik) ise ekonomik durumları farklı olanların farklı vergilendirme şartlarına tabi olmasıdır[15]. Bu tanıma örnek vererek durumu somutlaştırabiliriz. Gelirleri farklı üç birey olsun. Onur ve Ufuk’un gelirleri 10.000 TL, Aykut’un ise 30.000 TL ve vergi oranı da %10 olsun. Burada Onur ve Ufuk aynı gelire sahip ve 1000 TL vergi öderken (yatay adalet), farklı gelire sahip Aykut 3000 TL vergi öder(dikey adalet). Burada yatay ve dikey eşitlik sağlanmış olur. Kanun önünde eşitlik, yasalar önünde herkesin hiçbir ayrım olmaksızın eşit şekilde vergilendirilmesidir[16]. Sabit oranlı vergilerde herkese aynı oran uygulanır. Dolayısıyla kanun önünde eşitlik kriterine uygundur. Fedakârlığa baktığımızda ise artan oranlı vergiler sabit oranlı vergilere göre adildir.
6.SONUÇ
Sabit oranlı vergilerin her yönüyle vergilemede uygun olduğu söylenemez. Gerek sabit oranlı vergilemede gerekse artan oranlı vergilemede sorunlar mevcuttur. Ama sabit oranlı vergilerin artan oranlı vergilere göre birçok avantajı vardır. Sabit oranlı vergilemeyle ilgili olarak adalet kavramında sıkıntı yaşanmıştır. Sonuçta bu kavramın içinde bulunan dört kriterden üçünde sabit oranlı vergi adına olumlu sonuca ulaşılmıştır. Dördüncü kriterde ise iki tarifede de tam anlamıyla çözülememiştir. Dolayısıyla sabit oranlı vergi tarifesinin uygulanması daha olumlu sonuçlar vereceği düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
http://iibf.ogu.edu.tr/ferhatoglu/ABdeDuzoranlıVergi-Ferhatoglu-.htm, 02.05.2009
http://www.canaktan.org/ekonomi/kamu_maliyesi/duzvergi/duz-oranlı.htm ,02.05.2009
http://www.muhasebetr.com/ozelbolum/020/, 28.04.2009
PEHLİVAN, Osman. Kamu Maliyesi, Derya Kitapevi, Trabzon, 2008
TÜRKAN, Ercan. Düz Oranlı ve Tüketim Tabanlı Vergi Sistemi: ABD’de Yaşanan Tartışmalar ve Bu Tartışmalardan Çıkarabilecek Dersler, Ankara: DPT,1997
Danışman hocam Sn. Doç.Dr. Gülsüm Gürler HAZMAN’a teşekkürü bir borç bilirim.
Faydalı Olması Dileğiyle…
[fblike]