Lüks plazalarda yer alan şirketlerde, holding binalarının girişlerinde ve ofis düzenlerine “fazlasıyla” önem veren şirketlerde sık rastlanan durumdur sanat değeri bulunan tabloların yer alması. Bazıları için gösteriştir önemli olan, bazıları için ise patronunun hobisidir sergilere katılarak tablo satın almak. Filmlerde görürüz, zengin işadamları/işkadınları topluma yararlı işler yapan dernek ya da vakıfların açık artırmalarına katılır ve değerli tarihi eserleri, sanat değeri bulunan tabloları almak için adeta yarışa girerler. Bazen de bu iş prestij meselesidir. Zengin aileler arasında dedikodu yapılacak kadar da önem verilir. Verilir diyerek kesin yargıya varıyorum ama içinde bulunduğumdan değil filmlerden gördüğümden söylüyorum!
Unutmadan belirteyim, bazen sanat değeri bulunan tablolar satın alındıktan sonra alan kişiler için prestij sağlandığı için pek de sanat değeri kalmamış olabilmektedir. Bazen de prestijin devam etmesi ve işyerlerine gelenlere sergilemeleri için şirketin girişlerine ya da en görünen yerine koyabilmektedirler. Sanırım çok sert eleştirdim. Ama sanatsever, zengin ve böyle davranışlar içine girmeyen biriyseniz bunlara sadece gülüp geçebilirsiniz. Çünkü birazdan söyleyeceklerim sizleri ilgilendirecek. Bu arada sanatsever, zengin ve bu davranışları sergileyen biriyseniz, bilin ki bu sergilediğiniz davranışları ve tabloları birileri fark ediyor ve bunun üzerine yazı yazıyor :) Kuvvetle muhtemel siz, saydığım iki kişinin dışında yer alıyorsunuz :)
Çok fazla “bazen” kelimesini kullandım fakat bu kelimeyi kullanarak vereceğim açıkları minimize etmeye çalışıyorum. Çünkü eleştirdiğim kitle azımsanacak kadar az, ancak güçleri de azımsanmayacak kadar fazla.!!! Bu arada kendimi mevcut sistemi sadece eleştiren, hiçbir alternatif sunmayan biri gibi hissettim. Öyle biri olmadığımı bildiğim için içim rahat :)
Gösteriş için ya da patronun hobisi için alınan ve işyerine getirilen bu tabloların gider yazılması ve ödenecek verginin azaltılması için tevsik edici bir belge tabloyla birlikte gelir ve fatura(ya da herhangi bir tevsik edici belge) muhasebe bölümüne ulaştırılır…
…
Ofis düzenlemesi için getirilen bu tabloların doğrudan gidere atılması mı yoksa amortismana mı tabi tutulması gerektiği tartışma konusudur. Alınan bu tabloların bazıları hatta çoğu zaman geçtikçe daha da değerlenir. Bu nedenle yıpranmaya ya da aşınmaya tabi olmadığı açıktır. Diğer taraftan Vergi Usul Kanunu’nun(VUK) 313. maddesinde yer alan hususa göre “işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.” Devam eden hususta ise değeri sınırı belirtilmiş, bu değerin 2012 yılı için 770 TL ve 2013 yılı için ise 800 TL olduğu ilgili tebliğde açıklanmıştır. Bu tutarları aşmayanlar direkt gider yazılacağı hususu da yer almaktadır. Dolayısıyla sanat değeri bulunan tablolar için amortisman ayrılması söz konusu değildir.
Ayrıca alınan bu tablonun KDV’sinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı da ayrı bir tartışma konusudur.
Amortisman ayrılıp ayrılmayacağı hususu yukarıda belirtildiği gibidir. Kurumlar Vergisi Kanunu(KVK) yönünden ise, Safi kurum kazancı başlıklı 6. maddesi ve İndirilecek giderler başlıklı 8. maddesi bizlere yol gösterecektir. KVK’nın 6. maddesinde “safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun(GVK) ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.” ifadesi yer almakta ve bizi GVK’nın 40. maddesine götürmektedir. GVK’nın 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde “ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin” gider yazılacağına ilişkin husus açıkça belirtilmiştir. Bu hükümler göz önünde bulundurulduğunda satın alınan değerli tabloların gider yazılmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Diğer tartışma konusu olan KDV’nin indirilip indirilmeyeceği hususunu da ele alarak yazımızı sonlandıralım. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 29/1. maddesinde; “mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan Katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma değer vergisini indirebilirler” hükmüne yer verilmekle birlikte; yine KDVK’nın İndirilemeyecek katma değer vergisi başlıklı 30/d maddesinde “Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi” ifadesi yer almaktadır.
Dolayısıyla, şirket ofisinin tefriş ve düzenlenmesi amacı ile satın alınan tablolar için ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, prestij meselesi ya da patronun hobisi ya da ofisin düzenlenmesi için alınan tabloların en azından vergiden düşürürüz düşüncesini Maliye Bakanlığı kanunların ilgili maddelerinde çerçeveyi çizerek ortadan kaldırmıştır.
Aslında sonuç olarak zenginin malı… diye devam etse daha uygun olacaktı sanırım :)
Bu yazı, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü’nün 23.01.2012 tarihinde vermiş olduğu muktezanın tarafımdan okunarak derlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Muktezaya ulaşmak için tıklayınız…
Faydalı Olması Dileğiyle…
[fblike]
Marcel Duchamp’ın bir pisuvarı ters çevirerek “fountain” adlı eserini oluşturarak “sanat değeri” kavramını alaşağı etmişti. Donald Kuspit de buna tepki olarak artık sanat denen şeyin bittiğini, artık kültablasında alalade bir şekilde söndürülmüş sigaraların bile sanat olabileceğini söylemişti.
Sanatın ve sanat eserinin muğlaklaştığı bu kahrolası post-modern zamanlarda idarenin ofislerdeki kültablalarını gider olarak kabul etmemesi ihtimali nedir Aykut Bey?
Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinde belirtilen ödemelerin gider olarak indirilmesi kabul edilmezken, yine aynı Kanunun 40. maddesinde safi kazancın tespit edilmesi için gider olarak indirilmesi kabul edilen ödemeler yer almaktadır.
Şöyle ki, bahsettiğin kültablası için yapılan harcamanın ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan bir harcama olup olmadığına bakmak gerekmekte.
Örneklerle açıklamak gerekirse; bir kıraathane işletmecisinin almış olduğu kültablası, onun için gider olarak kabul edilmektedir.Aynı zamanda kültablasının değeri de göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer iktisadi bütünlük arz eden bir alım olursa bunlar için amortisman dahi ayrılabilir :) Ayrıca yine toplu alım gerçekleştirir ve o hesap dönemi içerisinde kullanacağından fazla alırsa stoklara koyması gerekebilir…
Bilirsinki, vergi planlaması yaparken ve olayları değerlendirirken riski en aza indirmek için “idare” tarafından bakarım.
Bir de kültablasının “içeriğini” öğrenmek gerekir. Eğer kapalı mekan olan “ofis” içinde sigara içmek için alınıyorsa, yine başka bir idarenin alanına girecek ve cezai yaptırımıyla karşı karşıya kalınabilecektir. Ayrıca “içerik” önemli elbet. Danıştığın konuyu enine boyuna değerlendirirken samimiyetine dayanarak cevap vermeye çalıştım. Umarım anlatabilmişimdir :)
ben de samimi cevaın için çok teşekkür ederim :)