Sermaye Artırımında Vergi İndirimi

Giriş

Bilançonun aktifinde dönen varlıklar ile duran varlıklar yer alırken pasifinde ise kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynaklar ile öz kaynaklar yer almaktadır.

Aktif pasif dengesinin sağlanmasında pasifte yer alan öz kaynakların yabancı kaynaklara göre yüksek olması, şirketlerin herhangi bir olumsuz durumla (ekonomik kriz, alacakların tahsilatının zorlaşması vs.) karşılaştığında bu olumsuzlukları kolay bir şekilde aşmalarını sağlayacak unsurlar arasında yer almaktadır.

Şirketler, ortaklar ya da ortaklarla ilişkili kişilerden borç alıp, bu borçlara ilişkin faiz ödemeleri durumunda dönem başı öz kaynaklarının üç katıyla sınırlı olmak üzere gider yazabilmektedir. Ancak öz kaynak üzerinden yürütülen faizler kurumlar vergisinden indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Nakdi sermaye artışları üzerinden hesaplanan tutarlar belli oranda kurum kazancından indirilmesi sağlanarak sermaye şirketlerinin sermayelerini güçlendirmesini teşvik etmek amaçlanmıştır.

Mevzuat ve Değerlendirme

7 Nisan 2015 tarihinde yayımlanan 6637 sayılı Kanun’un 8. maddesi’yle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi’nin birinci fıkrasına (ı) bendi eklenmiş ve bu bent 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aynı zamanda bentte yer alan oranlarla ilgili olarak Bakanlar Kurulu 26 Haziran 2015 tarih ve 2015/7910 sayılı kararında ilaveler getirilmiştir.

Ayrıca, düzenlemeye ilişkin 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ taslağı bulunmaktadır.

Yapılan düzenlemeler sonrasında sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi teşvik edilmiştir. Teşvik edilen bu konu, Kanun bendi, gerekçesi, bakanlar kurulu kararı ve taslak tebliğ çerçevesinde değerlendirilecektir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde sayılan indirimler, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancının tespitinde sırasıyla kanun maddesindeki gibi indirim yapılmaktadır. Ancak bu indirimleri yapmak için kurum kazancının bulunması gerekmektedir.

sermaye-artırımıKurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. Maddesi’nin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir:

“ı) Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si.

Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının hukuki niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre veya sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlar itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

Kanun maddesine yukarıdaki bendin eklenmesinin gerekçesi, şirketlerinin nakdi sermaye artırımları üzerinden hesaplanacak faizin kurum kazancından indirim konusu yapılması sağlanarak nakdi sermaye artırımı teşvik etmektir.

Bakanlar Kurulu, kendisine kanunda yer verilen yetkiyi kullanarak oranlarda değişikliğe gitmiştir. Şöyle ki kanun maddesinin (ı) bendi uyarınca belirlenen orana;

a) Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, indirimden yararlanılan yılın son günü itibariyle, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen payların nominal tutarının ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı;

  • %50 ve daha az olanlar için 25 puan,
  • %50’nin üzerinde olanlar için 50 puan,

b) Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere 25 puan ilave edilmek suretiyle söz konusu indirim uygulanır.

Diğer taraftan, gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kar payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için %0,

Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri için %0,

Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere %0,

Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere %0,

09.03.2015 tarihinden 01.07.2015 tarihine kadar olan dönemde, sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, azaltılan sermaye tutarına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere %0 olarak uygulanır.

Nakdi sermaye artışı, TCMB tarafından yararlanılan yıl için en son açıklanan ticari krediler faiz oranı, Bakanlar Kurulu tarafından açıklanan indirim oranı ve süre dikkate alınarak yapılacak hesaplama kurum kazancından indirilebilecektir.

İndirim uygulamasında, sermaye artırımının hesap dönemi içerisinde nakit olarak ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle, yılın kalan süresi için kıst dönem esasına göre indirim tutarı hesaplanacaktır.

Nakdi sermaye artışının muvazaalı bir şekilde gerçekleştirildiğinin tespiti halinde haksız olarak faydalanılan indirim nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler cezalı olarak tarh edilecektir.

İndirim uygulamasından nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılabilecektir. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması halinde nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Nakdi sermaye artışına ilişkin hesaplanan indirim tutarının kazanç yetersizliği nedeniyle matrahın tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde, ilgili yılda hesaplanan indirim tutarları, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın, müteakip hesap dönemlerine ilişkin matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

İndirimden yararlanan kurumların daha sonra sermaye azaltımı yapmaları halinde, nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı için bu indirimden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

İndirim tutarının hesaplanmasında TCMB tarafından “yararlanılan yıl için en son açıklanan” ticari krediler faiz oranı dikkate alınacağından geçici vergilendirme dönemleri itibarıyla bu indirimden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutarlar, izleyen hesap dönemine ilişkin geçici vergilendirme dönemlerine ait geçici vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Sonuç

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde nakdi sermaye artırımları üzerinden hesaplanacak tutarlar belli oranlar dahilinde kurum kazancından indirilmesi mümkün olacaktır.

“Sermaye şirketleri”nin öz sermayelerinin yeterli düzeyde olması ekonomik kriz dönemlerinden çok daha rahat bir şekilde çıkmasını sağlamaktadır.

Nakdi sermaye artışları üzerinden hesaplanan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesinde indirim yapılacaktır. Son dönem geçici vergi ile kurumlar vergisi beyannamesi arasında bahsi geçen indirim haricinde farklılık olmaması durumunda ise kurumlar vergisi iadesi oluşacaktır. Tebliğ taslağında açıklık getirilen bu durumun değiştirilerek aynı maddenin diğer bentlerinde (Ar-Ge harcamaları, bağışlar, sponsorluklar) olduğu gibi uygulanması uygun olacaktır.

Bu yazı borsagundem.com sitesinde haber yapılmıştır.

Faydalı Olması Dileğiyle.

Bir Cevap Yazın