Yeni TTK’ ya Göre Bağımsız Denetçilerin Sorumlulukları ve Vereceği Görüşlerin Sonuçları

Bağımsız Denetim Nedir?

Bağımsız denetim, işletmelerin yıllık finansal tablo ve diğer finansal bilgilerinin, bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, genel kabul görmüş bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasıdır.

Bağımsız denetim, kanunların, yönetmeliklerin, standartların işletmelere dayattığı bir zorunluluk değil aksine günümüz işletmeleri için vazgeçilemez bir ihtiyaçtır. Bağımsız denetim, şirket yönetimine, hissedarlara, çalışanlara, kredi verenlere, yatırımcılara, kamu kurumlarına doğru ve güvenilir bilgi sağlamak için gereklidir.

Bağımsız Denetime İlişkin Düzenlemeler

T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki değişiklikleri toparlayıp kamuoyunu aydınlatma çerçevesinde yapmış olduğu sunumda bağımsız denetime tabi şirketler; Anonim şirketler (98.258 adet), Limited şirketler (747.123 adet), Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit şirket(1 adet) ve şirketler Topluluğu olarak sıralanmıştır. Sonrasında bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiştir denerek tüm sermaye şirketlerinin bağımsız denetimden geçeceği hükmünün kaldırılarak yetkinin Bakanlar Kurulu’nda olduğu düzenlenmiştir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini henüz kullanmamıştır. (6335 sayılı TTK ile TTK’ nın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında değişiklik yapılmasına dair kanun, md.18)

Denetçinin Sorumlulukları

a) Denetçinin Sorumlulukları

6102 sayılı TTK(Yeni TTK)’nın 554. maddesi uyarınca, şirketin ve şirketler topluluğunun yılsonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi ve özel denetçiler; kusurlu hareket ettikleri durumda denetim yaptığı şirketle birlikte ortaklarına ve alacaklılara karşı da sorumlu tutulmaktadır.

Diğer taraftan 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun(KGK) Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname(KHK)’nin 24. maddesinde bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçilerin, hazırladıkları denetim raporlarının denetim standartlarına aykırı olması ve bu raporlardaki yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan hukuken sorumlu olduğu belirtilmiştir. Aynı maddede, denetçilerin kusurlu davranışlarından dolayı meydana gelecek zararlardan sorumlu oldukları belirtildiği gibi bağımsız denetim kuruluşlarının ve bağımsız denetçilerin verdikleri bu zararları gidermek için genel şartlarını Hazine Müsteşarlığı’nın belirleyeceği bir sigorta yaptırmak zorunluluğu da bulunmaktadır.

Ayrıca KGK’nın taslak halindeki bağımsız denetim yönetmeliğinin 35. maddesinin denetimde sorumluluk başlığında denetim kuruluşlarının ve denetçilerin sorumluluğundan bahsedilmiştir. Denetim raporlarından kaynaklanan zararlardan dolayı denetim kuruluşları sorumludur. Denetim raporlarının Türkiye Denetim Standartları(TDS)’na aykırı olması ile bu raporlardaki yanlış, eksik, yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararları, denetim kuruluşları denetim ekiplerinde yer alan denetçilere rücu hakları saklıdır. Mevzuata aykırı hareket edenlere mevzuatta yer alan idari yaptırımlar uygulanacağı belirtilmiştir. Denetim ekiplerinde, denetçi olarak görevlendirilenler dışında, denetime yardımcı olmak üzere yer alan kişilerin sebep olduğu mevzuata aykırılıklardan, idari yaptırımlar bakımından bu kişiler değil, gözetiminde çalıştıkları denetim kuruluşları ve denetçiler sorumlu tutulur. Ancak, bu kişilerin genel hükümler, bağımsızlık, tarafsızlık ve sır saklama yükümlülüklerinden doğan sorumluluk halleri saklıdır.

b)Denetçinin Sır Saklamadan Doğan Sorumluluğu

Yeni TTK’nın 404. Maddesi uyarınca; bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilen bir sermaye şirketi, denetim ekibine yardımcı olmak için yer alan kişiler, yaptığı denetim esnasında öğrendiklerini saklamakla yükümlüdürler. Denetim esnasında öğrendikleri işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamaz ve üçüncü kişilerle paylaşamazlar. Zararı bilerek ya da ihmal ile veren kişi/ler verdikleri zarardan dolayı sorumludurlar. Bu kişiler verdikleri zarardan dolayı her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilir.

Eğer denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilen bir sermaye şirketiyse sır saklama yükümlülüğü, yönetim kurulunu, üyelerini ve çalışanlarını da kapsar. Bu hususlardan dolayı ödenmesi öngörülen tazminat düzenlenecek sözleşmeyle kaldırılamayacağı gibi daraltılması da söz konusu değildir. Sır saklamadan doğan sorumluluk, denetçinin rapor verdiği tarihten itibaren 5 yılda zamanaşımına uğrar.

Denetim Kuruluşunun ve Denetçilerin Yükümlülükleri

KGK’nın taslak halindeki bağımsız denetim yönetmeliğinin 20-25. maddelerinde denetim kuruluşunun ve denetçilerin yükümlülükleri şöyle düzenlenmiştir:

Denetim kuruluşları ve denetçiler faaliyetlerini kaliteli ve güvenilir denetimler gerçekleştirecek şekilde yürütmek zorundadır.

Denetim kuruluşları ve denetçiler; dürüstlük; bütün mesleki ve iş ilişkilerinde dürüst, açık, doğru ve güvenilir olmak, tarafsızlık; önyargıların, temayüllerin, çıkar çatışmalarının veya başkalarının kötüye kullanılan nüfuzlarının meslek veya işle ilgili muhakemelerini ve kararlarını etkilemesine izin vermemek, mesleki yeterlik ve özen; uygulama, mevzuat ve denetim tekniklerindeki güncel gelişmeler ışığında, mesleki bilgi ve beceriyi, müşterilerin yeterli denetim hizmeti almalarını temin edecek bir seviyede tutmak ve ilgili teknik ve mesleki standartlara uygun bir şekilde ve özen içinde hareket etmek, sır saklama; mesleğin icrası sırasında elde edilen bilgilerin gizliliğine saygı duymak; söz konusu bilgilerin açıklanması için yasal veya mesleki bir hak veya görevin bulunması durumu saklı olmak kaydıyla, uygun ve belirli bir yetki olmaksızın bu tür bilgileri üçüncü kişilere açıklamamak ve kendisi veya üçüncü kişilerin çıkarlarına kullanmamak, mesleğe uygun davranış; ilgili mevzuata uymak ve denetim mesleğinin itibarını zedeleyici fiil ve davranışlardan kaçınmak, şeklinde ayrıntıları KGK tarafından belirlenecek mesleki etik ilkelere uymak zorundadır. Denetim kuruluşları, denetçiler ile denetimlere katılanlardan, her bir denetimden önce ve her halükarda yılda en az bir kez, bağımsızlık, tarafsızlık ve sır saklamayla ilgili kuruluş politika ve süreçlerine uygun davrandıklarına ve davranacaklarına ilişkin yazılı taahhüt alır.

Denetçiler, teorik bilgilerinin, mesleki beceri ve etik değerlerinin yeterli bir seviyede tutulmasını teminen ilgili gelişmeleri takip etmek ve sürekli eğitim programını tamamlamak zorundadır. Sürekli eğitim zorunluluğu denetçilerin sicile tescilinden itibaren başlar ve KGK tarafından belirlenen program çerçevesinde yürütülür. Sicile tescilinden itibaren denetçilerin her beş yılda bir sürekli eğitim programı şartlarını karşılamaları esastır. Denetim kuruluşları, denetçilerinin sürekli eğitim programlarını tamamlamaları için gerekli önlemleri alır. Sürekli mesleki eğitime ilişkin usul ve esaslar KGK tarafından düzenlenir.

Denetim faaliyetine ilişkin kısıtlamalar, denetim kuruluşları ve denetçiler; bağımsızlığı zedeleyecek denetimleri, denetlenen işletmenin özelliğine göre denetim kadrosunun sayı, nitelik veya tecrübe bakımından yetersiz olduğu denetimleri, son on yılda yedi yıl denetlediği müşterilere ait denetimleri,

KGK tarafından belirlenen asgari sözleşme şartlarını taşımayan denetimleri, denetim kuruluşunun veya denetçinin mevcut iş yükü sebebiyle sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayan denetimleri, KGK tarafından yapılan sözleşme kabul süreçlerine ilişkin düzenlemelere aykırı denetimleri, üstlenemezler.

Bir denetim kuruluşunda ortak olan veya istihdam edilen bir denetçi, ortaklık veya istihdam ilişkisi sona ermedikçe başka bir denetim kuruluşunda ortak veya denetçi olamaz, başka bir denetçi ile birlikte ya da müstakilen denetim faaliyetinde bulunamaz.

Denetim ekipleri üç denetçiden az olamaz. Denetim ekiplerindeki sorumlu ortak denetçi ve belirlenen diğer kademeler için en az birer yedek denetçi belirlenir. Yedek denetçiler yerini aldıklarının sorumluluklarını üstlenebilecek nitelikte olmalıdır. Denetime tabi işletmelerin özellikleri itibarıyla, KGK tarafından farklı asgari denetçi ve yedek denetçi sayıları belirlenebilir. İşin gerektirdiği nitelik; denetimi KGK düzenlemelerine uygun bir şekilde gerçekleştirebilecek bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olmaktır. Denetim ekibindeki tüm denetçiler denetlenen işletmenin özelliğine uygun olarak KGK tarafından öngörülen ilave şartları taşımalıdır. Denetim ekiplerinde; söz konusu denetim için yetkisi bulunmayan denetçiler, denetçi adayları, teknik bilgisine başvurulacak uzmanlar ve denetime yardımcı diğer kişiler de denetçi olarak görevlendirilmemek kaydıyla yer alabilir. Bu kişiler, denetçilerin sorumluluk, gözetim ve kontrolü altında çalışır, ancak denetimin herhangi bir aşamasında karar verici konumunda bulunamaz. Bu kişiler, asgari denetçi sayısı hesabında dikkate alınmaz ve genel hükümler, bağımsızlık, tarafsızlık ve sır saklama yükümlülükleri saklı kalmak kaydıyla denetimden sorumlu tutulmaz. Denetim ekipleri, denetimlerini sorumlu ortak denetçinin gözetim ve idaresi altında gerçekleştirir. Denetim kuruluşları tarafından, denetçilere “denetçi”, “kıdemli denetçi” ve “başdenetçi” unvanları verilebilir. Mesleki faaliyetlerde altı yılını doldurmayanlara kıdemli denetçi ve on yılını doldurmayanlara başdenetçi unvanı verilemez.

Denetim Sonucu Düzenlenecek Denetim Raporu

Denetim raporu, Yeni TTK’nın 402. maddesinde ele alınmıştır. Denetçi, yapılan denetimin türü, kapsamı, niteliği ve sonuçları hakkında, gereken açıklıkta, anlaşılır, basit bir dille yazılmış ve geçmiş yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanmış, finansal tabloları konu alan bir rapor düzenler. Denetçi, değerlendirme yaparken şirketin, denetliyorsa ana şirket ile topluluğun finansal tablolarını esas alır. Raporda öncelikle, şirketin ve topluluğun finansal durumuna dair yönetim kurulunun değerlendirmesi hakkında görüş açıklanır. Bu görüşte, özellikle şirketin ve ana şirketin finansal tablolarının denetimi bağlamında, şirketin ve topluluğun varlığını sürdürebilmesine ve gelecekteki gelişmesine ilişkin analiz yanında, şirket yönetim kurulunun raporu ile topluluk yıllık faaliyet raporu bu belgelerin verdiği olanak ölçüsünde şirketin finansal durumu irdelenir. Denetim raporunun esas bölümünde: defter tutma düzeninin, finansal tabloların ve topluluk finansal tablolarının, kanun ile esas sözleşmenin finansal raporlamaya ilişkin hükümlerine uygun olup olmadığı; yönetim kurulunun denetçi tarafından denetim kapsamında istenen açıklamaları yapıp yapmadığı ve belgeleri verip vermediği, açıkça ifade edilir. Ayrıca, finansal tablolar ile bunların dayanağı olan defterlerin: Öngörülen hesap planına uygun tutulup tutulmadığı; TMS çerçevesinde, şirketin malvarlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı, belirtilir. Denetim çerçevesinde, 398 inci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca bir değerlendirme yapılmışsa, bunun sonucu ayrı bir raporda gösterilir. Denetçi, raporunu imzalar ve yönetim kuruluna sunar.

Görüş Yazıları

Görüş yazıları Yeni TTK’nın 403. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlenen husus çerçevesinde; denetçi, denetimin sonucunu görüş yazısında açıklayacağı belirtilmiştir. Görüş yazısı, KGK’nın belirlediği esaslar çerçevesinde, denetimin konusu, türü, niteliği ve kapsamı yanında denetçinin değerlendirmelerini de içerir. Denetçi, olumlu görüş verdiği takdirde yazısında, TDS uyarınca yapılan denetimde, TMS ve diğer gereklilikler bakımından herhangi bir aykırılığa rastlanmadığını; denetim sırasında elde edilen bilgilerine göre, şirketin veya topluluğun finansal tablolarının doğru olduğunu, malvarlığı ile finansal duruma ve kârlılığa ilişkin resmin gerçeğe uygun bulunduğunu ve tabloların bunu dürüst bir şekilde yansıttığını belirtir. Çekinceleri varsa denetçi, olumlu görüş yazısını sınırlandırabilir veya olumsuz görüş verebilir. Sınırlandırılmış olumlu görüş, finansal tabloların şirketin yetkili kurullarınca düzeltilebilecek aykırılıklar içerdiği ve bu aykırılıkların tablolarda açıklanmış sonuca etkilerinin kapsamlı ve büyük olmadığı durumlarda verilir. Sınırlamanın konusu, kapsamı ve düzeltmenin nasıl yapılabileceği sınırlandırılmış olumlu görüş yazısında açıkça gösterilir. şirket defterlerinde, denetlemenin bu bölüm hükümlerine uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varılmasına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması hâlinde denetçi, bunları ispatlayabilecek delillere sahip olmasa bile, gerekçelerini açıklayarak görüş vermekten kaçınabilir. Kaçınma olumsuz görüşün sonuçlarını doğurur. Olumsuz görüş yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda genel kurul, söz konusu finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kâr veya zarar ile doğrudan veya dolaylı bir şekilde ilgili olan bir karar alamaz. Bu hallerde yönetim kurulu, görüş yazısının kendisine teslimi tarihinden itibaren dört iş günü içinde, genel kurulu toplantıya çağırır ve genel kurul yeni bir yönetim kurulu seçer. Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse, eski yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilir. Yeni yönetim kurulu altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatır ve bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunar. Sınırlı olumlu görüş verilen hâllerde genel kurul, gerekli önlemleri ve düzeltmeleri de karara bağlar.

Bu bağlamda, denetçinin, denetim süresi bitiminin ardından bir görüş yazısı yazması ve vermesi gerekmektedir. Hazırlanacak görüş yazısı, değerlendirme sonucunda; 1- Olumlu Görüş, 2- Sınırlı Olumlu Görüş, 3- Görüş Vermekten Kaçınma ve 4- Olumsuz Görüş olarak 4 farklı şekilde olabilir.

  1. Olumlu Görüş: Bu rapor tipinde, bağımsız denetçinin işletme finansal tabloları hakkında beyan ettiği görüşü, bu tabloların, tüm önemli yönleriyle, finansal raporlama standartlarına uygun olarak gerçeği dürüst bir şekilde yansıttığı yönündedir.
  2. Sınırlı Olumlu Görüş: İşletme yönetimiyle olan görüş ayrılığının veya çalışma alanı sınırlamasının etkisinin olumsuz görüş bildirmeyi ve görüş bildirmekten kaçınmayı gerektirecek kadar önemli ve yaygın olmadığı durumlarda şartlı görüş içeren rapor hazırlanır. Bağımsız denetçinin işletme finansal tabloları hakkında rapor ettiği görüşü, bu tabloların, şarta neden olan hususlar dışında, finansal raporlama standartlarına uygun olarak gerçeği dürüst bir şekilde yansıttığı yönündedir.
  3. Görüş Vermekten Kaçınma: Çalışma alanındaki sınırlamanın muhtemel etkisinin, bağımsız denetçinin yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtı elde edemeyeceği ve görüş veremeyeceği kadar önemli ve yaygın olması durumunda, bağımsız denetim raporunda görüş vermekten kaçınılır. Bu tip bağımsız denetim raporlarında sınırlamaya ilişkin bilgi verilir ve söz konusu sınırlama olmasaydı finansal tablolarda yapılması gerekli olabilecek muhtemel düzeltmeler belirtilir.
  4. Olumsuz Görüş: Finansal tabloların sunumuyla ilgili olarak işletme yönetimiyle düşülen görüş ayrılığının finansal tablolara olan etkisinin önemli ve yaygın olduğu durumlarda olumsuz görüş verilir. Bağımsız denetçinin işletme finansal tabloları hakkında rapor ettiği görüşü, bu tabloların, finansal raporlama standartlarına uygun olarak gerçeği dürüst bir şekilde yansıtmadığı yönündedir.

Denetçi Tarafından Verilen Görüşlerin Sonuçları

Başta denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulu’nca belirleneceğinden bahsetmiştik. Denetime tabi olanlar, hazırlanmış olan finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorundadır. Bu hüküm, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de uygulanır. Denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmündedir.” (6335 sayılı kanun, md.18)

Sınırlı olumlu görüş verilen hâllerde genel kurul, gerekli önlemleri ve düzeltmeleri de karara bağlar.” (6335 sayılı kanun, md.20)

Sınırlandırılmış olumlu görüş, finansal tabloların şirketin yetkili kurullarınca düzeltilebilecek aykırılıklar içerdiği ve bu aykırılıkların tablolarda açıklanmış sonuca etkilerinin kapsamlı ve büyük olmadığı durumlarda verilir. Sınırlamanın konusu, kapsamı ve düzeltmenin nasıl yapılabileceği sınırlandırılmış olumlu görüş yazısında açıkça gösterilir. (Yeni TTK, md.403, f3)

Olumsuz görüş yazılan hâllerde yönetim kurulu, görüş yazısının kendisine teslimi tarihinden itibaren dört iş günü içinde, genel kurulu toplantıya çağırır ve genel kurul yeni bir yönetim kurulu seçer. Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse, eski yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilir. Yeni yönetim kurulu altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatır ve bunları denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunar.

Şirket defterlerinde, denetlemenin bu bölüm hükümlerine uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varılmasına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması hâlinde denetçi, bunları ispatlayabilecek delillere sahip olmasa bile, gerekçelerini açıklayarak görüş vermekten kaçınabilir. Kaçınma olumsuz görüşün sonuçlarını doğurur. (Yeni TTK, md.403, f3)

Denetçi tarafından olumsuz görüş verilmesi ya da görüş verilmesinden kaçınılması hallerinde;

– Genel Kurul, söz konusu finansal tablolara dayanarak karar alabilecektir.

– Yönetim Kurulu, 4 işgünü içinde genel kurulu toplantıya çağıracak, ancak istifa etmeyecektir.

– Genel Kurul yeni bir yönetim kurulu seçecek, esas sözleşmeden aksi öngörülmemişse eski yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebileceklerdir.

Yani, görüş vermekten kaçınma hali de olumsuz görüşün sonuçlarını doğuracaktır.

Denetçinin Sorumluluğu ve Sonuçları

Denetçiler, hem yaptıkları denetimin kanunun öngördüğü şekilde yerine getirilmesinden hem de denetim esnasında öğrendikleri “sır” niteliğindeki bilgileri saklamakla yükümlüdür.

Kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket etmeleri halinde hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı zarardan sorumlu olduğu gibi denetim esnasında öğrendikleri işletme sırlarını ihlal ettikleri durumda da şirkete karşı sorumlu olurlar.

Denetçiler –denetimi; dürüst, tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlü olanlar– kasten ya da ihmal ile yükümlülüklerini ihlal ederlerse; bu kişi/ler hakkında verdikleri zarar nedeniyle her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilir.

Denetçinin bağımsız denetim yapmak üzere yetkilendirilen bir sermaye şirketi olması durumunda ise bu yükümlülük kurumun yönetim kurulu ve üyelerini ve çalışanlarını da kapsar.

Sözleşmede sır saklamadan doğan sorumluluk yükümlülüğüne yer verilerek bu yüküm ortadan kaldırılamayacağı gibi bu tazmin daraltılamaz.

Denetçinin bu sorumluluğu rapor tarihinden itibaren başlayarak beş yılda zamanaşımına uğrar.

Diğer taraftan, denetçiler hazırladıkları denetim raporlarının denetim standartlarına aykırı olması ile rapordaki yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle ortaya çıkabilecek zararları karşılamak amacıyla genel şartlarını Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır.

Kaynakça

–     6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

–        6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu

–     660 Sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

–        120 Soruda Yeni TTK Sunumu, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İç Ticaret Genel Müdürlüğü

–        100 Soruda Yeni TTK Sunumu, Ernst & Young Türkiye

–        Yeni TTK ve Bağımsız Denetim Sunumu, Deloitte Türkiye

–        Yeni TTK Son Değişiklikler Sunumu, KPMG

–        www.muhasebeturk.org

–        www.spk.gov.tr

Faydalı Olması Dileğiyle…

[fblike]

Bir Cevap Yazın